İnsan Hakları ve Mazlumlar için Dayanışma Derneği (MAZLUM DER) Malatya Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Keleş, “Orucun engellenmesi, insan hakları evrensel beyannamesinde hak ihlali olarak değerlendirilmektedir” dedi.
Dernek binasında, dernek yöneticileriyle birlikte yaptığı basın açıklamasında Doğu Türkistan’da orucun yasaklanmasını kınayan Keleş, "Doğu Türkistan bölgesinde Müslüman Uygurlar'ın oruç tutmasının yasaklandığı, zorla yemek yedirilerek oruç bozdurulduğu, ev baskınları yapılarak oruçlu avına çıkıldığı bildirilmektedir.
Bölgesel resmi internet sitelerinde yayınlanan bildirilerde 'kamu görevlilerinin ve öğrencilerin oruç tutamayacağı ve diğer dini faaliyetleri yerine getiremeyeceği' uyarısının yapıldığı, Bölgedeki resmi radyo istasyonlarının internet sitesinden yayımlanan uyarılarda, 'parti üyeleri, öğretmenler ve gençlerin Ramazan faaliyetlerine katılamayacağının' belirtildiği, benzer nitelikli uyarıların pek çok resmi makam tarafından yayımlandığını, yerel kaynaklardan öğrenildiği kadarıyla yetkililerin gün içinde oruçlular için ücretsiz yemek organizasyonları düzenlediği belirtilmektedir” ifadelerini kullandı.
“Oruç, İslam'ın temel ibadetlerinde biridir ve cinsiyeti, dili, rengi ve milliyeti ne olursa olsun bütün dünya Müslümanları bu ibadeti yılın aynı diliminde gerçekleştirmektedir. Dünyanın başkaca hiç bir bölgesinde ülkenizde olduğu gibi bir yasaklama ve zorlaştırma yok iken, ülkenizin ortaya koyduğu en temel insan haklarını çiğneyen ve yok sayan bu uygulama imzacısı olduğunuz uluslararası sözleşmelerin ihlali olduğu gibi uluslararası hukuk mekanizmalarında ve insan hakları evrensel beyannamesinde hak ihlali olarak değerlendirilmektedir. Onlarca yıldır ülkenizin işgali altında bulunan Doğu Türkistan Müslümanlarının en temel dini özgürlüklerin kısıtlanıyor olması; ekonomik ve siyasi anlamda büyük devlet olma iddiasıyla örtüşmediği gibi ülkenizin yersiz korkuların esiri olduğunu da göstermektedir” diyen keleş, açıklamasını şöyle tamamladı:
“Doğu Türkistan'ın, Uygur Türklerinin talepleri doğrultusunda statüsünün belirleneceği günlerin yakın olduğunu umuyor, Müslüman Doğu Türkistan halkı üzerinde uyguladığınız baskıcı politikalara son verilmesini ve bu güne kadar işlenen hukuk ihlallerinin sürdürülmemesini talep ediyoruz.”