Cumhuriyetimizin 8. Cumhurbaşkanı Merhum Turgut Özal’ı, ebedi hayata irtihalinin
28. yıl dönümünde rahmet ve minnetle yad ediyoruz.
Cumhuriyet Dönemi siyasi tarihimizin en mühim devlet adamlarından biri olan Turgut
ÖZAL, 13 Ekim 1927’de Malatya’da memur bir ailenin çocuğu olarak doğmuş, eğitim
öğretimini farklı şehirlerde tamamlamıştır. Devlet kademelerinde müsteşarlık dahil üst düzey
görevlerde, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı görevlerinde bulunan Turgut ÖZAL, 17 Nisan
1993’te Ankara’da sona eren ömrünün her anını ülkesine ve milletine hizmetle geçirmiş,
bugün Türkiye’de ve dünyada hatırası minnetle yad edilen tarihe mal olmuş önemli bir
şahsiyettir.
Merhum Turgut ÖZAL, dışarıda I. Körfez Savaşı’nın; içeride ise muhtıra, darbe,
bölücü ve yıkıcı terör eylemlerinin yaşandığı çok hassas bir dönemde ince bir siyasetle
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin her açıdan bekasını korumaya çalışmıştır. Milliyetçi,
muhafazakâr bir çizgide sosyal, adaletçi ve rekabete dayalı serbest piyasa ekonomisini esas
alan bir siyasi anlayışla modern ve güçlü bir Türkiye için sonuna kadar mücadele etmiştir.
Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak görev yaptığı 1983-1993 yılları arasında Türkiye, ithalata
dayalı devletçi bir ekonomiden; rekabetçi, üretim, sanayii ve ihracatın ön planda olduğu
serbest piyasa kurallarının hakim olduğu ekonomi modeline yönelmiştir.
Yıllarca çeşitli sebeplerden dolayı içe dönük ve durağan bir çizgide kalan Türkiye,
Turgut Özal’ın yenileşme ve modernleşme fikirleriyle 21. yüzyılın hazırlık dönemine
girmiştir. Özal, bu değişim ve dönüşümü şöyle dile getirmiştir: “Değişim için üç önemli
konuyu söyleyeceğim. Üç önemli konu üzerinde hassasiyetle durmamız, bu prensiplerde
devam etmemiz lazım. Bunlar üç ana hürriyettir. Bir tanesi fikir ve düşünce hürriyetidir.
İkinci önemli hürriyet, esas itibariyle din ve vicdan hürriyetidir. Üçüncü hürriyet de teşebbüs
hürriyetidir.” Modern siyasi dönemin en mühim gereği sayılan hürriyet kavramının artık
bireyin sosyal hayatında ve ekonomik girişiminde olması gerektiğine inanan Özal, bu sayede
bireyin girişimleriyle toplumsal gelişimin sağlanacağını düşünmektedir. 21. yüzyılın güçlü
Türkiye’sinin devlet eliyle değil girişimci vatandaşların teşebbüsleriyle inşa edileceğine
inanmıştır.
Turgut ÖZAL, halka hizmeti merkeze alan sosyal devlet anlayışını “Millet devlet için
değil, devlet millet için vardır.” sloganıyla ortaya koymuş, devletin tüm imkânlarını
vatandaşın yaşam standardını yükseltebilmek için seferber etmiştir. Türkiye, onunla beraber
özel teşebbüs, sanayi, ekonomi, üretim, tarım, ulaşım, şehirleşme gibi birçok alanda yaşadığı
radikal değişimlerle büyük bir atılım sağlamıştır.
Özgürlüklerin ve insan haklarının ülkemizde yerleşmesi için verdiği mücadele, Turgut
Özal’ın isminin milletimizin kalbinde yer etmesinin en önemli nedenlerinden biri olmuştur.
Bütün Türkiye’yi kucaklayan halkçı ve yenilikçi yönetim anlayışı sayesinde ülkenin her
yerinde, toplumun her kesiminde büyük bir sevgi ve haklı bir saygı kazanmıştır. Aziz Türk
Milleti ve hemşerisi olduğu Malatya, ülkesi ve milleti için yaptığı hizmetleri hatırlayarak her
dem taze tuttuğu hatıralarıyla Onu hafızasında ve gönlünde yaşatmaya devam edecektir.
Vefatının sene-i devriyesinde büyük devlet ve gönül insanı Turgut Özal’ı hürmet ve
minnetle anıyor, kendisine Cenab-ı Hak’tan rahmet ve mağfiret niyaz ediyorum.
Ruhu şad olsun.