Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, Malatya Turgut Özal Üniversitesi tarafından düzenlenen Kariyer ve Marka Sohbetlerinin konuğu oldu.
Battalgazi Konferans Salonunda gerçekleşen ‘ Kültür ve Sanat ile Yereli Evrensele Taşımak’ konulu e-konferansa Malatya Cumhuriyet Başsavcısı Muhammet Savran, AK Parti Malatya İl Başkanı İhsan Koca ve MTÜ senatosu ve öğrenciler katıldı.
Kale Turizm ve Otel İşletmeciliği Meslek Yüksekokulu Müdürü Öğretim Görevlisi Suat Kuluşaklı’nın sunumları ile başlayan programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Rektör Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, kültürel değerlerin yaşatılması adına çalışmaların ön plana çıkarmasının gerekliliğine vurgu yaparak “Bu büyük mirasa sahip çıkmak ise bizlerin, gençlerimize yön veren akademisyenlerimizin görevi. Bizler bu görevi en layıkıyla yerine getireceğiz.” dedi.
Kültürün bir hayat biçimi olduğunu dile getiren Rektör Karabulut, “Kültür, sadece kitap, sadece müzik, sadece mimari değildir. Kültür, bütün bunları içine alan bir hayat biçimidir. Selamlaşmamızdan başlayan, oturup-kalkışımıza, giydiğimize, yiyip-içtiğimize, evimizin düzenine kadar, kimliğimizin tüm unsurlarını, sahip olduğunuz kültür belirler. Kültür ve Turizm bu anlamda önemli kavramlardır. Kültürümüzün aktarılması anlamında turizm de önemli bir yere sahiptir.” İfadelerine yer verdi.
Malatya’nın kültür turizminde bir marka olduğunu da vurgulayan Karabulut, şunları söyledi:
“Malatya bu noktada bir çekim merkezidir. Kayısımız nasıl bir marka ise, Malatya kültür turizminde bir markadır. Kültür turizmi keşfedilmesi, desteklenmesi ve alternatif olması gereken bir noktaya mutlaka ulaşmalıdır, yaygınlaşmalıdır. Ülkemizin doğal, tarihsel ve kültürel turizm potansiyeli; turizme dayalı yerel ve bölgesel kalkınma için önemli bir imkan vermektedir. Her alanda gelişen tarihini bilen bilinçli nesiller yetiştirmek en büyük amacımız.
Daha sonra geçilen konferansta konuşan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan ise kültür ve sanat kavramlarının üzerine değerlendirmelerde bulundu. Demircan, “Bir anket ile karşılaşmıştım. Kültür ve sanattan ne anlıyorsunuz? diye soru sorulmuş. Anketin yüzde 50’sine cevap verilmemiş. Niye verilmemiş, demek ki daha çok anlatmamız lazım. Gençler içerisinde kültür ve sanat deyince cevap verenler de Ahmet Kaya, Zeki Müren demişler. Doğru cevap ama tabii ki eksik. Peki, bir Kültür ve Turizm Bakanlığının gözünden baktığımızda kültür neye karşılık geliyor, sanat neye karşılık geliyor buna bakmak faydalı olur diye düşünüyorum.” şeklinde konuştu.
Sanatsız hiçbir şeyin olamayacağını da dile getiren Demircan, “Bugün ortaya koyduğumuz yeni değerler; bu yemek de olabilir, içmek de olabilir, giymek de olabilir. Bina da olabilir, bir sistem de olabilir, yaşam tarzı olabilir. Ortaya koyduğumuz her yeni model toplum tarafından kabullenilip, içselleştirilip yaşam tarzına dönmüşse o da bir kültürdür ve bugün yaptığımız iş on yıl sonra sanat olmaktan çıkıp kültür olarak tanımlanabilir ve on yıl sonra o yaptığımız şeyin üzerine koyacağımız her yeni şey de sanat olarak tanımlanabilir.” İfadelerini kullandı.
Kültür sanatta dört kavram olduğunu ve bunların korumak, kullanmak, yaşatmak ve çoğaltmak olduğunu ifade eden Demircan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bir konağa, mimar bir genç geleceğe yönelik yeni yapılar yapacaksa eski eserler bakmalı. Çünkü o toprakta, o coğrafyada hangi taş kullanılmış, hangi iklim özelliklerine göre katlar çıkılmış, giriş sofası, odaları mutlaka bir ihtiyaca taalluk ederek yapılmıştır. Onu korurken kullanma kaygısıyla anlarsa, oradan anladığı ilhamla yeni tasarımlar yapsın ve o ruhu yaşatsın. Korumak ve kullanmak kültür, yaşatmak ve çoğaltmak da sanattır.”
Programın sonunda Rektör Karabulut tarafından Bakan Yardımcısı Demircan’a el yazması tablo ile Ziraat Fakültesi tarafından üretilen meyve kurusu hediye etti.