BEN DEĞİL BİZ DİYEBİLMELİYİZ

Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit
A- A+ Paylaş

AK Parti Malatya Milletvekili, TBMM İdare Amiri Ömer Faruk ÖZ, katıldığı yerel bir kanalda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

ÖZ, seçim süreciyle ilgili değerlendirmelerinde “Önceki seçimde ya iki de olurum, ya da hiç gösterilmem diyordum. Ama beşinci sırada gösterildim. Nefsimize zor gelen 5.sıraya rağmen halkımızın büyük bir teveccühü ile karşılaştım. Aday Adaylarına tavsiyem; kaderimizde ne ise onu yaşayacağız. Niyetimizi bozmayalım. Siyaset geçiyor, sonra yüz yüze bakıyoruz. Teşkilat ve Malatya halkı, Genel Başkanımız, liderimiz bizi bu işe uygun görürse, aday olursak olur, yoksa biz bir dayatmayı uygun görmüyoruz. Malatya ve ülkemize hayırlı hizmetler söz konusuysa varız deriz. Ama benden daha iyi hizmet edecek varsa rabbim ona nasip etsin. Önemli olan listeye girmek değil o listenin hakkını verebilmek. Ben ilk okul dörtten beri Milli Selamet Partisi çizgisinde oldum ama rahmetli Özal’a hayranlığımı da hiç gizlemedim. Her zaman milli duruşu olan insanların yanında olmaya gayret ettim” ifadelerini kullandı.

AMAÇ TÜRKİYE’NİN ÖNÜNÜ KESMEKTİ

Soru üzerine TBMM Genel Kurulu’nda gerçekleşen 4 eski bakanla ilgili yüce divan oylamasındaki fireleri değerlendiren ÖZ, “AK Parti demokrat bir tavır takınmıştır. Şu şekilde oy kullanacaksın diye hiç baskı göstermedi. Herkesin kendi takdiridir. Mesele 4 bakan vesilesiyle yolsuzluğun ortaya çıkması değil, amaç bunu kullanarak Türkiye Cumhuriyeti devletini yıpratmaktı. Türkiye’nin önünü kesmekti. Geçenlerde bir ülkücü arkadaşımla görüştüm, bu bir darbe girişimidir diyor. Bu yapılan kesinlikle siyasi iktidara yönelik bir darbe operasyonudur. En büyük hedef, her yıl görev zararı ederken AK Parti ile kâra geçen Halk Bankası’ydı. Bizden önce %45’le 65 arasında faizle halka kredi veriliyordu. Bu şimdi %5’lere indi. Kuzey Irak’tan Avrupa’ya gidecek petrol parası Halk Bankası’na gidecekti ama ABD’den de bir banka buna talipti. İşin bir de Altın ticareti ile ilgili İran ambargosuna dönük yönü vardı. Petrol paralarının yatırılacağı banka üzerinde anlaşılamaması ve İran ambargosunun bir şekilde delinmiş olması Halk Bankası’nı hedef tahtasına oturttu. Yolsuzluk olan bir banka her yıl 800-600 trilyonu hazineye aktarabilir miydi?” dedi.

MUHALEFETİN PARALEL YAPI İLE İŞBİRLİĞİ AŞİKÂR

Programda yaptığı açıklamalarda “muhalefetin vatan haini olduğuna inanmıyorum ama iktidarı yenmek için paralel yapı ile birlikte iş tuttukları aşikar” iddiasında bulunan ÖZ, “Siyasi iktidarı düşürmek uğruna devlete bu ülkeye zarar vermemek gerekiyor. AK Parti’yi kaldıralım derken ülkeyi tehlikeye atmamak lazım. MHP ve Baykal ile ilgili kaset ve şantaj olayları ortaya

çıktığında da bugünkü aynı sert tepkiyi koymamız gerekiyordu. O zamanki Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Sayın Baykal’ın kaset olayı çıktığında dönemin Ulaştırma ve Habercilik Bakanı Binali Yıldırım’ı yanına çağırarak derhal bunu kaldırın deyip önlemini almıştır. CHP’li bir arkadaşımız geçenlerde, iyi ki siz varsınız, bunlarla biz bu şekilde mücadele etsek bize din düşmanı derlerdi’, diyor” dedi.

ÇÖZÜM SÜRECİ MİLLİ BİR PROJEDİR

ÖZ, çözüm sürecini değerlendirirken ise; “Çözüm süreci siyaseten sahiplenilmesi zor bir süreç. İlk defa rahmetli Özal ve Erbakan hoca bu konuda yeni bir şey yaptılar. Akabinde Tayyip Bey 2005 yılında Kürt Sorunu olduğunu söyledi. 2009 yılında Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi başlatıldı. Fakat Habur’dan gelirken verilen görüntü ciddi bir infiale yol açtı. 2013’e gelindiğinde Çözüm Süreci diye bilinen yeni bir süreç başladı. Eylül, Ekim gibi PKK silah bırakacaktı. Haziran ayında 5-10 ağacın yer değiştirmesi bahane edilerek Gezi olaylarıyla PKK’nın silah bırakması engellendi. 17-25 Aralık akabinde 6-7 Ekim olayları ve son olarak Cizre’de yaşanan olaylarla kardeş kanının akmaya devam etmesi için provokasyona devam ettiler. Bu çözüm sürecinde dışarıdan farklı yerlerden üçüncü göz olmak için talepler geldi Türkiye’ye ama Tayyip Bey ülkenin kendi sorununu kendisi çözmesi gerektiğini söyledi. Bu açıdan çözüm süreci milli bir projedir. Çözüm sürecinden sonra bu ülkenin önü daha da açılacak siyasi istikrarla yeni yeni ekonomik kalkınma paketleri açıklanacaktır” ifadelerini kullandı.

BARAJI AK PARTİ KOYMADI

HDP’nin seçim barajı tehdidine ilişkin değerlendirmesinde ise ÖZ, barajı AK Parti’nin koymadığını hatırlatarak, “6-7 Ekim olaylarındaki tavırlarını devam ettirirlerse barajı aşma imkânları yok. Ama Cumhurbaşkanlığı seçim sürecindeki tavırlarını sürdürürlerse şansları olabilir. HDP, barajı aşmak istiyorsa, demokratik söylemlerle bölgesel değil, ulusal bir siyaset izlesin. Barajı AK Parti koymadı, biz barajı aşarak geldik. Tayyip Bey çok değil bir yıl önce gelin dar veya daraltılmış bölgeye geçelim, barajı kaldıralım dedi. Herkes projelerini alsın gelsin dedi. Kimse yanaşmadı” ifadelerini kullandı.

UYUMDAN TÜRKİYE KAZANIYOR

Başkanlık sistemi tartışmalarına da değine ÖZ, “Türkiye’de Başkanlık sistemi uygun mu, değil mi? den ziyade, Tayyip Bey’in Başkanlığı tartışılıyor. İnsan fanidir. Mesele Tayyip Bey değil. Tartışılması gereken Başkanlık Sistemi’dir. Şuanda Cumhurbaşkanı ile Hükümet arasında uyum var. Bu uyumdan da Türkiye kazanıyor. Şuanda kanunların %95’i hükümet tasarısı olarak geliyor. Başkanlık sitemiyle milletvekilleri, parlamento daha etkin hale gelecek” dedi.

Reklam

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.
Reklam