Malatya Demokrasi Platformu tarafından Gezi Parkı eyleminin birinci yıldönümü dolayısıyla eylem yapıldı. Öğretmen Evi önünde toplanan Platform üyeleri, bazı siyasi partilerin temsilcileri,sendika ve dernek üyeleri, Soykan Meydanı'na kadar yürüdü.
Soykan Meydanı'nda açıklamada bulunan SES Malatya Şube Başkanı Özdemir Aydın, şunları söyledi:
"Mayıs 2013’te Gezi Parkı’nda yağmaya, talana karşı başlayan nöbet sürüyor.
31 Mayıs’ta 11 yıldır ülkede hüküm süren AKP’nin zulüm ve baskı düzenine karşı gelişen tepki ve itirazlar Türkiye’nin dört bir yanına dalga dalga yayılan halk direnişine dönüştü.
Sokak sokak, mahalle mahalle tüm ülkeye yayılan direniş sadece Gezi Parkı’nı değil, bütün bir ülkeyi sermayenin talanına açan, yıllardır emek ve demokrasi düşmanlığının bayraktarlığını yapan, tüm özgürlük ve demokrasi alanlarını daraltanlara karşı halkın yükselen tepkisinin ifadesi oldu.
Gezi direnişi, AKP’nin sömürü, zorba ve gerici düzeninde sesi ve nefesi zorla kesilen halkın aldığı nefes, haykırdığı sesti. Kadınlarla, gençlere ve toplumun tüm ilerici özgürlükçü değerlerine yönelik yukarıdan aşağı gelişen saldırılara karşı, özgürlüğü hedef alanlara karşı özgür bir ülke ve hayat kurtarma mücadelesiydi.
Sokaklarda dehşet saçan polis şiddetine ve bu şiddetin emrini verenlere karşı tüm değer ve renklerimizle, yıkılmaz dayanışma duygumuz ve direnme gücümüzle kurulan ve bugün de dimdik ayakta kalan barikattır. Gezi o barikatın ardında AKP faşizmine geçit vermemektir.
Tam bir yıl oldu
En ufak itiraza karşı güç kullanmayı alışkanlık haline getiren AKP, polisiyle yaşam alanlarımıza gaz bombaları yağdırıyor. Silah kullanıyor. Halkın can güvenliği, bizzat kendilerini korumakla görevlendirilenler tarafından tehdit ediliyor.
Demokratik ve meşru talepleri için alanlara çıkan herkes düşman olarak görülüyor. İnsanların cenazelerini bile istedikleri gibi kaldırmasına izin verilmiyor. Berkin Elvan’ın cenazesine katılan yüz binler “terörist” olarak niteleniyor.
Okmeydanı’nda bizzat polis şiddetiyle büyütülen olaylar bahane edilerek Alevler düşman olarak gösterilmeye devam ediliyor. Sokaklarda öldürülmeleri yetmezmiş gibi artık cem evi bahçesinde öldürülüyorlar.
Daha fazla kar için her gün 5-6 işçiye mezar olan sömürü ağı, Soma’da kitlesel katliama ulaşarak bu ülkenin yoksul çocuklarını yerin yüzlerce metre altında ölüme gönderiyor. Katillerin yargılanmasını isteyen ölen madencilerin yakınları dahil herkes polis şiddetine uğruyor. AKP’nin tam desteğini arkasına alan polis hiçbir hukuki kritere bağlı kalmaksızın saldırıyor. Dövüyor. Gözaltına alıyor. Ve öldürüyor.
Kendisini son padişah zanneden Başbakan; bir araya geldiğimizde, sesimizi birleştirdiğimizde oluşan gücü ayrıştırıcı nefret söylemleriyle, polis şiddetiyle yıkmak parçalamak istiyor.
Bu daha başlangıç
Güçlü bir akıntıya kürek çekmenin nafile olduğunu, örgütlü bir halkın önünde hiçbir zorbanın ayakta kalmayacağı gerçeğini unutuyorlar.
Tüm ipliği pazara çıkmış bu kirli düzenin kurucuları ve sürdürücüleri, iktidarını ancak zorbalıkla sürdürebileceğini sananlar bu direnişi bastıramayacaklar.
Yaklaşık bir yıldır akıl almaz, vicdana sığmaz polis şiddetine, göz altılara, tutuklamalara, her türlü baskıya, karalamaya, hukuku askıya alan uygulamalara, yalan ve dolana karşı haklı, meşru ve kararlı mücadelemiz sürüyor.
Biliyoruz birimiz olmadan eksiğiz.
Biliyoruz, mücadelemizde bir adım daha atmazsak Ethem, Ali İsmail, Mehmet Ayvalıtaş, Medeni, Hasan Ferit, Ahmet, Abdullah, Mehmet İstif, Fadime Ana, Berkin Elvan, Uğur Kurt, Ayhan Yılmaz ve Soma’da kaybettiğimiz canların yaktığı gibi daha çok canımız yanacak.
Biliyoruz, hak verilmez alınır. Fıtratı katliamlardan beslenenlere karşı onurlu bir yaşam, üretenlerin birliğinden gelen gücüyle, gençliğin coşkusuyla, kadınların isyanıyla, kültüründen ve kimliğinden ötekileştirilenlerin haklı ve kararlı mücadeleleriyle kazanılır.
Sevgi ve özlemle andığımız gençlerin umutlarına sahip çıkarak acılarımızı ve öfkelerimizi umudumuza katıyor. Şimdi eşit, özgür ve barış içinde bir Türkiye sevdamızla alanlardayız. Bugün Türkiye’nin dört bir yanında meydanlardayız. Ellerimizden aldıklarınızın, bizlerden çaldıklarınızın hesabını yeniden kurduklarımızla sormak için meydanlardayız."
Aydın'ın konuşmasının ardından yere karanfil bırakılarak, 5 dakika oturma eyleminde bulunuldu.
Eylem sırasında polis geniş güvenlik önlemleri aldı.