Mersin’in Tarsus ilçesinde hunharca öldürülen Özgecan Aslan’ın ardından kadına yönelik şiddete tepkiler dinmiyor. CHP Malatya Kadın Kolları Başkanı Güllü Tuncer de, bu olayın büyük üzüntü, utanç ve nefret duygularını artırdığını söyledi.
Parti binasında Kadın Kolları üyeleri ile birlikte basın açıklaması yapan Güllü Tuncer, Özgecan’ın 3 gün önce bindiği dolmuşta yalnız kalınca tecavüze yeltenen cani dolmuş şoförüne karşı çıktığı için katledildiğini belirterek, "Sonrasında yakılıp ormana atıldı. Bu olay tüm yurtta büyük üzüntü, utanç ve nefret duyguları artırdı. Son yıllarda toplumda ayrımcılık, ötekileştirme ve nefret söyleminin arttığını savunarak linç kültürü yaygınlaştı. Kadınlara şiddet giderek arttı. Son 6 yılda 4 bin kadın öldürüldü” dedi.
Tuncer açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Birileri hem de bu ülkeyi yönetenler söylemleri ile bu ortamın oluşmasına yardım ettiler. Kadın erkek bir değildir dediler. Hamile kadın sokağa çıkmaz dediler. Kadın erkek eşit değildir dediler. Gülmek fahişeliktir dediler. Annenin diz kapağının görülmesinin tahrik edici olduğunu söyleyenler oldu. En son Diyanet İşleri nişanlı çiftlerin el ele tutuşmasının uygun olmadığını söyledi. Kadınlar olarak kadını ikinci sınıf vatandaş olarak gören, cinsiyet ayrımcılığı yapan bu zihniyete karşı mücadele etmeliyiz.”
“MEDENİ KANUNU'NA SAHİP ÇIKIYORUZ”
CHP Kadın Kolları İl Başkanı Güllü Tuncer, ayrıca bugün Medeni Kanun’un yürürlüğe girmesinin yıl dönümü olduğunu kaydederek, “Medeni Kanunlar, insanların doğumundan ölümüne kadar tüm yaşam faaliyetlerini düzenleyen kanunlardır” dedi.
Medeni Kanun’un 17 Şubat 1926’da yürürlüğe girdiğini hatırlatan Tuncer, “Türk Medeni Kanunu eski hukuk düzeninden tamamen farklı, çağdaş, laik ve yepyeni bir düzenleme ve anlayış getirmiştir. Medeni Kanunu’nun en belirgin yanı kişisel hak ve özgürlüklere kattığı anlamdır. Dönemin koşulları göz önüne alındığında, kadınlar açısından taşıdığı değer en önemli özelliğidir. Devrimci, laik ve demokratik yapısı ile kadınların eşitlik, adalet ve özgürlük mücadelesine sunduğu katkı çok önemlidir. Kadın erkek eşitliğine sağladığı katkı, eski mülkiyet anlayışı ve sisteminin tümüyle terk edilmesi, yenilikçi yapısı, yurttaş kavramanın altının çizilmesi, hiçbir sınıf ve zümrenin ayrıcalığını kabul etmemesi, birey ve toplum arasındaki dengeyi oluşturmaya çalışmasıyla, yaşadığımız coğrafyada örnek oluşturan toplumsal gelişime damgasını vurmuştur” şeklinde konuştu.