'DAVUTOĞLU ERDOĞAN İÇİN, KILIÇDAROĞLU HALK İÇİN ÇALIŞIR'

Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit
A- A+ Paylaş

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Davutoğlu Erdoğan için, Kılıçdaroğlu halk için çalışır" dedi.

Malatya Büyükşehir Belediyesi yanında miting alanında partisinin düzenlediği mitingde konuşan Kılıçdaroğlu, "Kayısı'nın başkenti Malatya merhaba. Emin olun bu tabloyu Ankara'daki beyler bir görse, yüreklerine inecek. Bu tablo, 8 Haziran'ı çağrıştıran bir tablo. Bu tablo güzel, yaşanacak bir Türkiye'yi kuracak olan bir tablo. Bu tablo, 'işsizliği, yoksulluğu istemiyoruz. Alın terimizi değerlendirmek istiyoruz' tablosu. Bu tablo, 'görkemli bir Türkiye'yi kurmak istiyoruz' diyenlerin tablosudur. Bu tablo, üretenlerin, gençlerin, umudumuzun tablosudur" dedi.

"ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN YURT SORUNUNU ÇÖZECEĞİM"

Üniversite öğrencilerinin yurt sorununu çözeceğini kaydeden Kılıçdaroğlu, "Size özgür, yasaksız bir Türkiye vaat ediyorum. İnternet yasağı olmayan, düşüncelerinizi özgürce açıkladığınız bir Türkiye vaat ediyorum. 13 yıldır beyler yönetiyorlar. Üniversite öğrencilerinin yurt sorununu bile çözemediler. Üniversite öğrencileri, bu yıl üniversiteye gidecek öğrenciler size sözüm var, 13 yılda beceremediler, 1 yılda bütün üniversite öğrencilerinin yurt sorununu çözeceğim. Onlar gençleri Ankara'daki beyler gençleri potansiyel suçlu olarak görüyorlar, ben gençleri bu ülkenin ve dünyanın umudu olarak görüyorum" diye konuştu.

"YAŞANACAK BİR TÜRKİYE'NİN TEMELLERİNİ ATALIM"

Kılıçdaroğlu, anne-baba ve çocukların oy kullanmaya beraber gitmesini isteyerek, "Gençler, sizlere inanıyor, güveniyorum. Sandığa gidip, oy kullanacaksınız. İlk kez oy kullanacak gençlerimize sesleniyorum, 12 milyon emeklimiz var, bunlar sizin babanız ve ananeniz. Bunları yoksulluğa mahkum ettiler. Size söz veriyorum, Kılıçdaroğlu sözü veriyorum, emekliler oy verirken yanınızda oğlunuzu, kızınızı getirin, ilk kez oy kullanacak çocuklarınızı getirin, birlikte anne-baba ve çocuk yeni bir Türkiye'nin, güçlü bir Türkiye'nin, yaşanacak bir Türkiye'nin temelini atalım. Gençlere hep güvendim. Malatya, benim bizim beklediğimiz milletvekilini vermedi. Ama ben şunu söylüyorum, bir milletvekili gönderdiniz hepsine bedel. Tek başına Malatya'yı temsil ediyor, onun dışında parlamentoda çıkıp, Malatya'nın sorunlarını dile getiren başka bir milletvekili yok. Bu kadar yük fazla, sizden daha fazla milletvekili istiyorum" ifadelerini kullandı.

"8 HAZİRAN'IN BAŞBAKANI OLACAĞIM VE HERKESE İŞ BULACAĞIM"

8 Haziran'da Başbakan olup, herkese iş bulacağını söyleyen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Ankara'daki beyler iktidar olduklarında Malatya'daki işsiz sayısı 10 bin idi. Bugün Malatya'daki işsiz sayısı 30 bin, Türkiye genelinde 6 milyon 250 bin işsizimiz var. İşsizlerin anne ve babalarına sesleniyorum; 13 yıldır yetki verdiniz, 13 yıldır ülkeyi yönetiyorlar, onların çocukları hiçbir sınava girmeden doğrudan devlet memuru oluyorlar, sizin çocuklarınızın neyi eksik? 13 yıldır yönetiyorlar, işsizliği çözmediler, çünkü dediler ki 'bizim çocuklarımız işsiz değil, vatandaşın çocuğu bizi ilgilendirmez.' Seni ilgilendirmezse, beni ilgilendirir. Ben, 8 Haziran'ın Başbakanı olacağım ve herkese iş bulacağım."

"SENİNDE BİR BAKANI'NIN OLMASINI İSTİYORSAN, 8 HAZİRAN'DA KILIÇDAROĞLU'NU BAŞBAKAN YAPACAKSIN"

Malatya'nın bir bakanının olmadığını anımsatan Kılıçdaroğlu, "Eskiden her iktidar döneminde Malatyalı bir bakan olurdu. Rahmetli Özal'a bakın Başbakan idi. Rahmetli İnönü bu topraklarıninsanıydı. Recai Kutan bu toprakların insanıydı. Hiç ayrım yapmadık, yapmaya da niyetimiz yoktur. İnanıyoruz, Malatya'nın kayısısı nasıl meşhursa, devlet adamları da meşhurdur. O nedenle Malatya'ya sesleniyorum, eski görkemli günlere de ulaşmak istiyorsan, seninde bir Bakan'ının olmasını istiyorsan, 8 Haziran'da Kılıçdaroğlu'nu Başbakan yapacaksın" dedi.

"4 YIL GÖREV VERİN YOKSULLUĞU TARİHE GÖMECEĞİM"

Kılıçdaroğlu, '4 yıl görev verin yoksulluğu tarihe gömeceğim' diyerek, şunları söyledi: "Size inanıyorum anneler. Sizin ellerinden öpüyorum. Size hep saygı duydum. Siz, çocuklarınızın üzerine nasıl titriyorsanız, ülkenizin de üzerine öyle titriyorsunuz. Buna da inanıyorum. Eğer bir evde oğlunuz, kızınız işsizse, o evde huzur olmaz. 'Acaba oğlum kızım ne zaman işe başlayacak? Ne zaman evlendireceğim? Nasıl muradına erdireceğim?' diye düşünürsünüz. Daha acısı eğer evde akşam evde tencere kaynamıyorsa, yoksulluk diz boyuysa, en büyük acıyı anneler çeker. Benim annelere sözüm var, anneler lütfen beni dinleyin, 17 milyon yoksulumuz var, 3 milyon 750 bin hanede oturuyorlar. Yani 3 milyon 750 bin hanedeki anneler mutlu değiller. Ben, Malatya'dan söz veriyorum, sadece Malatya'ya değil, Türkiye'ye söz veriyorum, 13 yıl değil, sadece 4 yıl verin yoksulluğu tarihe gömeceğim."

"HARAMİLERİN İKTİDARINA SON VERECEĞİZ"

Kuş uçmaz, kervan geçmez bir köyde doğduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Ankara'daki beyler sizden koptu,onlar 2002'deki oy verdiğiniz parti değil artık. Onlar, diyorlardı ki 'biz fakirfukara, garip gurebanın' partisiyiz. Şimdi ceplerinden dolar fışkırıyor. 17 milyon yoksul yarattılar. (Millet bu söylemler üzerine yuh çekince) Yuh çekmiyoruz. Sandığa gideceğiz ve oylarımızı kullanacağız. Demokratik yollardan haramilerin iktidarına son vereceğiz. 3 milyon 750 bin hanede olan sevgili aileler, yoksulluğun, işsizliğin ne olduğunu bilirim. Çünkü ben sizden biriyim, sizin çocuğunuzum. Ben, Anadolu'nun Kemali'yim. Kuş uçmaz, kervan geçmez bir köyde doğdum. 7 kardeşiz, 7 çocuklu bir aileden geliyorum, rahmetli annem okuma yazma bilmezdi. Ablamda okuma, yazma bilmez. 7 kardeşten sadece üniversiteye giden benim, okudum, devletin sınavlarına girdim, torpilsiz girdim. harcamalar nasıl yapılır çok iyi bilirim. Çok iyi bildiğim bir şey daha var, kul hakkı neden yenmez, onu da çok iyi bilirim" şeklinde konuştu.

"KAÇAK SARAYA GİDEN HORTUMLARI KESECEĞİM VE MİLLETE VERECEĞİM"

'Kaça saraya giden hortumları keseceğim ve millere vereceğim' ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, "Sözüm söz, bu ülkeye refahı getireceğim. Refahı tabana yayacağım, herkes büyümeden, kalkınmadan nasibini alacak. Dedim ki, bunu yapacağım. Koro halinde 'yapamazsın' diye bağırıyorlar, yapacağım göreceksiniz. O kadar ezberleri bozuldu ki, birisi diyor ki 'efendim biz hazineyi doldurduk, Kılıçdaroğlu gelip, millete dağıtacak.' Öbürü de diyor ki, 'Vallahi para yok, Kılıçdaroğlu parayı nereden dağıtacak?' Hangisi doğru? İkisi de doğru değil, Türkiye zengin bir ülkedir. Türkiye'nin parası vardır, kaynakları zengindir. Eksik olan namuslu siyasettir. Eksik olan halkı düşünmeyen siyasettir. İstedikleri kadar itiraz etsinler, söz verdim, sözüm söz Kılıçdaroğlu sözü, ilk Ramazan ve Kurban Bayramı'nda sadece emekliler değil, dul ve yetimler, gazilerimiz, engeliler, herkes birer maaş ikramiyesini alacak. Hiç kimse endişe etmesin. Kılıçdaroğlu bu parayı nereden verecek? Sözüm söz, 77 milyona söz, kaçak saraya bağlanan bütün hortumları keseceğim ve millete vereceğim. Sanıyorlar ki, biz emekliye ayda 10 bin TL vereceğiz. Emekli ne alıyor Allah aşkına? 350-400 lira. 500 lira bilemediniz bin lira. Yılda 2 sefer vereceksiniz. Güler yüzle, huzur içerisinde, çoluk çocuğuyla beraber bir bayram yapacak. Ben sadece 11 milyon emekliden sadece hayır ve dua istiyorum. Sanıyorlar ki, emekliye 2 maaş ikramiye vereceğiz, emekliler gidip, İsviçre'de banka hesapları açacak, yok öyle bir şey. Verdiğimiz para ne? Bu parayı verdiğimizde emekli esnafa gidecek, borcu varsa borcunu ödeyecek,kahveye gidecek, bir arkadaşına çay ısmarlayacak, verdiğimiz para para değil. Onlara Kılıçdaroğlu'nun vefa borcu var, vefa borcunu yerine getireceğiz. Emekliye verirken, emekli kazanacak, esnaf kazanacak, toptancı kazanacak, sanayici kazanacak, Türkiye kazanacak. Sadece ve sadece hortumcular kaybedecek. Ankara'daki beylerin derdi ne 'hortumculara para kalmayacak.' Zaten benim derdim, halk kazansın, hortumcular kaybetsin. Şimdi yeni bir dedikodu çıkarmışlar, inanmayın. 'Kılıçdaroğlu ikramiye verecek ama sadece bir yıl verecek' diyorlar. Hiç meraklanmayın yasası çıkacak, her Ramazan ve Kurban Bayramı'nda birer maaş ikramiye verilecek. İkinci bir dedikodu çıkarmışlar, 'Kılıçdaroğlu ikramiye verecek ama Bağ-Kur emeklilerine vermeyecek.' Zaten en düşük maaşı Bağ-Kur emeklileri alıyor. Esnaf, çiftçi, gazi kardeşim hiç endişe etme, her yıl bu ikramiyeyi alacaksın. Söz, Kılıçdaroğlu sözü. Dedim ki, refahı tabana yayacağım, kalkınma ve büyümeden herkes nasibini alacak. Bu ülkede, aç ve açıkta kimse kalmayacak. Asgari ücret 949 lira, dedim ki, 'asgari ücreti 1.500 TL yapacağım.' Yine Ankara'daki beyler, itiraz ediyorlar, koro halinde 'Ey Kılıçdaroğlu asgari ücreti 1.500 TL yapamazsın.' Malatya'dan söylüyorum Türkiye duysun, 1,5 milyon asgari ücretli kardeşim, Mısır'daki sağır sultanda duysun, çatlasalar da, patlasalar da, vallahi de, billahi de asgari ücreti 1.500 TL yapacağım. Koşmuşlar beni iş verenlere şikayet ediyorlar. 'Efendim Kılıçdaroğlu asgari ücreti 1.500 TL yapacak, neden Kılıçdaroğlu'na itiraz etmiyorsunuz?' Sen niye karşıma çıkmıyorsun? Oturmuşsun Başbakanlık koltuğuna, çık karşıma ben sana asgari ücretliyi anlatayım. Cesaret edemiyorsun, karşıma çıkamıyorsun, itirazda edemiyorsun, iş verenlerin arkasına saklanıyorsun. Ankara'da oturan beylere de birisinin arkasına saklanmak yakışır zaten. Bunlarda emin olun vicdan yok. 949 lira asgari ücret. Aileyi geçindirecek bu adam, 1.500 lira nedir Allah aşkına? Sen ayda 1.500 liraya geçiniyor musun? Ankara'daki beylere soruyorum. Geçinemezler. Birileri diyor ki, 'asgari ücretliye 1.500 lira vermek, asgari ücretli için zulümdür' diyor. Asgari ücretli kardeşim, 1,5 milyon asgari ücretli çalışan kardeşim sana sesleniyorum, ben sana asgari ücreti 1.500 lira yapacağım dediğimde, senin için zulüm olduğunu söylüyorlar. Ama bu beyler, Ankara'da oturan beyler, her ay 14 bin lira aylık alıyorlar. Onun için zulüm değil, senin için 1.500 lira zulüm. Sen itiraz edeceksin. Asgari ücretli kardeşim şunu söyleyecek, 'Yav Ankara'dakiler 949 lira alıyoruz, Kılıçdaroğlu diyor ki, 1.500 lira vereceğim, sen bana zulümdür diyorsun, sen ayda 14 bin lira alırken zulüm değil de, ben 1.500 lira alırken mi zulüm oluyor?' O zaman 1,5 milyon asgari ücretli sandığa giderken düşünecek, 'Kılıçdaroğlu benim aylığımı vergisiz net, 1.500 lira yapacak. Ankara'daki beyler itiraz ediyorlar. Sen madem ki bana yok diyorsun, bende sandığa gidince açık ve net söyleyeceğim, benden de sana oy yok kardeşim' diyeceksiniz. 11 milyon emekli kardeşim sana da sesleniyorum, senin hakkını meydanlarda, fabrikalarda, sokaklarda savunan benim. Kendi hakkına sahip çıkıyorsan, bana sahip çıkacaksın. Ankara'daki beylere, 'herkese var, kaçak saraya var, yandaşa var, akrabaya var, emekliye gelince yok diyorsun, madem ki herkese var bana yok diyorsun, ben de sandığa gidince kusura bakma benden de sana oy yok kardeşim' diyeceksiniz. Taşeron işçiler, 800 bin kardeşim sana da sesleniyorum, taşeron sistemini kaldırıp, kadro vereceğiz dedik, kadrolu işçi olacaksınız, sizinde sözleşme hakkın olacak dedim. Ankara'daki beyler yine itiraz ediyorlar, 'nasıl olacak bu iş?'" dedi.

"KURS AÇACAĞIM VE ONLARA ÖĞRETECEĞİM"

Başbakan olursa kurs açıp, 2 konuda iktidar partisine ders vereceğini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Vallahi Malatyalılar size bir şey söyleyeyim, Allah'ın izniyle Başbakan olacağım onlara bir kurs açacağım. Kurs, 2 konudan oluşacak; bir devlet nasıl yönetilir, ikincisi ise kul hakkı nasıl yenmez. O iki dersi vereceğim. Vallahi de, billahi de kursu açacağım, mektup yazacağım, gelin bu ülkede para nasıl toplanır, bütçe nasıl yapılır, para nasıl harcanır bunu öğrenin. Kul hakkı neden yenmez onu da öğreteceğim" ifadelerini kullandı.

"BEN ALIN TERİNDEN YANAYIM, SEN KÖŞEYİ DÖNMEKTEN YANASIN"

Kılıçdaroğlu, halktan yana olduğunu kaydederek, şunları söyledi: "Hiç kimse aç ve açıkta kalmayacak. Çiftçi mağdur, son 13 yılda 2 tanker büyüklüğünde alan ekilmiyor. Kayısı üreticilerinin bu yılda mağdur olduğunu biliyorum. Bu sene kayısı yok. Veli Ağbaba, defalarca dile getirdi, üreticilerin zararlarının devlet tarafından karşılanmasını istedi. Defalarca parlamentoda söyledi ama Ankara'daki beylerin kulakları sağır, halkın derdini bilmiyorlar. Sizin derdinizi bilmiyorlar, sözüm söz 8 Haziran'da onlara anlatacağım. Çiftçiye mazotu 1,5 lira yapacağım. Ankara'daki beyler yine koro halinde 'nasıl yapacaksın?' diye itiraz ediyorlar. Ankara'daki beyler duyun, sen mazotu 1 lira 21 kuruşa yatlara, gemilere verirken fiyat uygunda, ben çiftçiye 1,5 liraya verirken neden itiraz ediyorsun? Ankara'daki beyler elmasta, yakutta, incide, pırlantada, KDV ve ÖTV'yi sıfırladın, bende mazotta sıfırlıyorum. Ben alın terinden yanayım, sen köşeyi dönmekten yanasın. Ben üretenden yanayım, sen yandaştan yanasın. Ben halktan yanayım, sen yandaşı zengin etmekten yanasın. Aramızda Ağrı Dağı kadar fark var. Ben, üretelim diyorum. Güçlü Türkiye, üreten Türkiye'dir. Güçlü Türkiye, istihdam yaratan, yoksulu olmayan, ordusu güçlü olan, üniversiteleri güçlü olan, merkez bankası güçlü olan, üreten ve ürettiğini hakça bölüşen Türkiye'dir. "

"BEN CEBİMİ DEĞİL, HALKI DÜŞÜNÜYORUM"

Kılıçdaroğlu, 'benim saray merakım, köşeyi dönme merakım yok' diyerek, "Ankara'daki beylerin seçim bildirgemizi açıkladıktan sonra ezberleri bozuldu. Ne söylesek, 'yapamazsınız, olmaz' diyorlar. Ama onlara desem ki, 'gel beraber köşeyi dönelim' koşa koşa gelirler. Malatya, güzel Malatya, kayısının başkenti Malatya, şu sözümü unutma; Davutoğlu Erdoğan için çalışır, Kılıçdaroğlu halk için çalışır. Benim sözüm söz. Ankara'daki beyler, Konya'da bir gece kondu da zatürreeden ölen Ayaz bebeği hiç hatırlamazlar, köşeyi dönen bu beyler Samsun'da açlıktan ölen Kübra bebeği hatırlamazlar ama ben hatırlarım. Bu ülkenin bütün çocuklarını seviyorum. Herkesin aşının, işinin olduğu, her evde mutluluğun olduğu, hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir ülke istiyorum. Ben cebimi değil, ben halkımı düşünüyorum. Benim saray, köşeyi dönme merakım yok. Ben, sizden birisiyim, ben Anadoluluyum. Benim hedefim vatandaş zengin olsun" şeklinde konuştu.

"DİYANET ÜZERİNDEN İSRAFI MEŞRULAŞTIRMAK İSTİYORLAR"

İktidarın diyanet üzerinden israfı meşrulaştırmak istediğini savunan Kılıçdaroğlu, "Mısır üzerinden mağduriyet yapıyorlar. Neymiş 'biz kefeni giydik.' Ne kefeni kardeşim. Niye giydin? Acaba tartışmaları bir yere çekebilir miyiz? Acaba Kılıçdaroğlu'nu tekrar tartışmaların merkezine çekebilir miyiz? Bakın söylüyorum, benim derdimle onların derdi farklı. Onların derdi yandaş, dolar, köşeyi dönmek, benim derdim 17 milyon yoksulun olduğu ülkede, yoksulluğu sıfırlamak. Mağduriyet edebiyatına artık karnımız doydu. Uçak dedin verdik, hem de 2 tane. Araba dedin, arabalara da beyler 'çerez parası' diyor. Diyanet üzerinden de israfı meşrulaştırmak istiyorlar. Allah büyük ya, o kadar sapıttılar ki Papa'yı örnek göstermeye başladılar. İsraf konusunda örnek göstereceksen, sevgili Peygamberimiz var. Ne diyor, 'İsraf haramdır' diyor. O'nu örnek gösterin. Vallahi ne yapacaklarını şaşırdılar. Tamamen bozguna uğradılar. 8 Haziran sabahı güzel ve huzurlu bir Türkiye'de yaşayacağız. Allah'ın izniyle yapacağız. Benim umudum sizsiniz. Beraber bu ülkeyi düzlüğe çıkaracağız. Sizden 2 söz istiyorum, bir 7 Haziran günü sandığa gidip, Cumhuriyet Halk Partisi'ne oy verecek misiniz? İkinci söz, geçen

seçimlerde CHP'ye oy vermemiş ve sandığa gitmeyen bir vatandaş ya da CHP'ye kızgın olup sandığa gitmeyen vatandaşları ikna edeceksiniz. Söz mü?" dedi. Vatandaşlarda söz diyerek, cevap verdi.

Reklam

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.