Türk siyaset arenasında meydana gelen olaylar, dillendirilen sözler gerçek anlamıyla milletin
kafasını karıştırdı, bazen ise karamsarlığa bile soktu. Hatta ve hatta seçim gecesi kanlı olaylar
olacak fısıltıları neredeyse bavulların toplanmasına bile neden olacaktı diyebiliriz.
Fakat millet seçimini yaptı ve son sözünü söylediği an tüm kirli sözler ve kaos planları sandığa
gömüldü.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir kez daha seçildi ve kendisini kutlama ferasetini
gösterenlerin sayısının gösteremeyenlerden çok daha fazla olması referansıyla, bende
buradan kendisini ve seçmenini kutluyorum.
Hep beraber ülkemizin geleceğine aydınlık bir iz bırakabilmek adına çalışma vaktinin
geldiğini, barış, huzur ve mutluluk için birlik olmanın gerekli olduğunu belirtmek isterim.
Elitler kulübü üyeleri artık yalandan yere kendi idelerinin milletin iradesinden üstün olduğu
düşüncesini rafa kaldırmak zorundadır.
Türk siyasi arenasında tarihsel bakımdan ağırlığı olan ve sağlam seçmen tabanını da elinde
bulunduran elitler kulübü CHP, son iktidara gelme operasyonunda da başarılı olamamıştır.
Milli irade, CHP ile yola çıkan ve iktidara talip olan sol olsun, sağ olsun tüm partilere
cumhurbaşkanlığı yarışında kırmızı kart göstermiştir.
Her seçimde CHP’yi ve dolayısıyla hamisi olduğu sol partileri iktidara gelmekten alıkoyan
nedenlere nesnel ve yansız olarak bakmak gerekirse; halkın partisinin ulu önder Mustafa
Kemal Atatürk’ten sonra halktan kopmasını söyleyebiliriz.
2010’lu yıllarda Türkiye’de 5 seçmenden 1 tanesi CHP’nin, 3 tanesi ise AK Parti’ye yakındır.
CHP, bu dezavantajlı durumdan kurtulmanın umudunu; AK Parti’nin ve özellikle de sağ
partilerin bölünmesine bağlamıştır.
CHP’nin umutları MHP’den ve AK Parti’den ayrılanların kurdukları yeni partilerle yeşermiştir.
İktidarın karşısındaki en büyük muhalefet partisi olan CHP, yıllardır sol partilerle birleşme
becerisini gösteremese de son seçimler öncesinde sağ partiler ile ivedi bir şekilde tek vücut
olabilmiş ve kurulan masada başka bir sol parti temsilcisi de kendisinden başka yer
almamıştır.
Sağ ve sol partilerinin dayandığı tez olan din ve laiklik karşıtlığı da bu seçimde eylemde aktif
kullanılmasa da bilinçlerdeki yerini korumuştur.
CHP’nin bu seçimde kafasının çok karışık olduğunu ve sapla samanı karıştırdığı gerçeğiyle
karşı karşıya kaldık. Bu konuya en iyi örnek Kılıçdaroğlu olacaktır. Bir an oldu HDP’yi kilit parti
gibi gösterirken, başka bir zaman bozkurt işareti ile ülkücülüğü savundu. Fakat sadece
Atatürk’ün yaptığı gibi halkı anlamaktan kaçındı. Sadece ben ekseninde düşüncesi ile aday
olacağım dedi ve kendi tabanının sesi yerine elitler kulübünün gazıyla hareket etmeyi tercih
etti. CHP’yi geçmişinden kopardığı gibi partisinin kanatlarını da kırdı.
Halkın umudu olamayan CHP’nin ve beraber olduğu siyasi partilerin; her ne kadar yeni
rekabet konuları belirlemiş olsalar da başarılı olamadıkları milli iradenin tecelli etmesiyle
ortaya çıkmıştır.
Neyin nasıl olduğu, nedenlerin ve niçinlerin cevaplarının ortaya net konulmadığı günümüz
siyasi arenasında CHP’nin ve ortaklarının tutumu, söylemleri ve politikalarının önümüzdeki
günlerde çok tartışılacağı da aşikardır.
Ama en önemli olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylık konusunda kendisinin
aday olmasında ısrar etmesinin çok daha fazla tartışılacağıdır.
27 Mayıs ve 28 Şubat dönemlerinde CHP’nin ve temsilcilerinin, askeri müdahaleler
hakkındaki tutum ve davranışlarını seçmenin unutmadığı ve CHP’nin de seçmenin bu
düşüncesini değiştiremediği de son seçimle ispatlanmış oldu.
CHP’nin esas sorunsalı Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra karizmatik, güven veren, seçmene
kendini anlatabilen, muktedir, vizyonlu bir lider bulamama sorunudur.
Kararlı ve sağlam CHP seçmeninin emekleri vizyon sahibi olmayan bir aday nedeniyle heba
olmuştur.
CHP’nin bu seçim öncesinde hafızalara kazınan en büyük hatası, terör örgütü PKK’nın siyasi
kolu olarak bilinen HDP’yi seçmenin kaderini belirleyecek kilit isim gibi lanse etmesidir.
Vatandaş devletin bekasını ekonomik sıkıntıdan daha önemli görmüş ve bu görüş CHP’nin
tüm planlarını bozmuştur.
Seçmen; Atatürk’ü sevince CHP’li, Osmanlı’yı sevince de AKP’li olma sorunsalı, ekonomik,
eğitim ve adalette meydana gelen aksaklıklara rağmen iktidar partisinin yaptığı olumlu iz
bırakan icraatlarını referans alarak, hem meclis aritmetiğinin büyük çoğunluğunu ve hem de
Cumhurbaşkanlığı makamını Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti’ye vermiştir.
Milli irade son sözünü söylemiştir.
Haberle İlgili Diğer Fotoğraflar