Fendoğlu’ndan Tarih Vurgusu

Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit
A- A+ Paylaş

 Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Malatya Milletvekili ve MYK Üyesi Mehmet Fendoğlu, TBMM’de yaptığı konuşmada, “Geçmişimize, tarihimize, örf, âdet ve geleneklerimize, kültürümüze, sanatımıza sahip çıkarak bu bütçeyi destekliyoruz” dedi.
MHP Malatya Milletvekili ve MYK Üyesi Mehmet Fendoğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) 2022 yılı merkezi yönetim bütçe kanun teklifi görüşmelerinin 9. günü 8. turunda Cumhurbaşkanlığı Millî Saraylar İdaresi Başkanlığı Bütçesi üzerine konuştu. MHP Malatya Milletvekili Fendoğlu konuşmasının başında, “Sayın Başkan, değerli milletvekilleri. İzmir Milletvekilimiz Profesör Doktor Hasan Kalyoncu'nun sevgili ağabeyi İsmail Hakkı Kalyoncu bugün Hakk'ın rahmetine kavuşmuştur. Allah'tan rahmet, geride kalanlara sabır niyaz ederim” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı Millî Saraylar İdaresi Başkanlığının 2022 yılı bütçesi hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldığını vurgulayan Fendoğlu, “Ekranları başında ve gönül coğrafyamızda bizleri izleyen tüm vatandaşlarımızı en kalbî duygularımla selamlıyorum. Cumhurbaşkanlığı bünyesindeki Millî Saraylar İdaresi Başkanlığı, kendine bağlı saray, köşk, kasır, müze ve tarihî fabrikaların uluslararası müzecilik ve konservasyon standartlarına uygun olarak idaresi, bakımı, onarımı, restorasyonu ve müze olarak işletilmesiyle görevlidir. Kuruluşu cumhuriyetin ilk yıllarına dayanan Millî Saraylar, zaman içerisindeki katılımlarla birlikte 3 saray, 3 köşk, 5 kasır, 3 müze ve 2 fabrikayı da bünyesinde bulundurmaktadır. Bu saraylarımıza ve tarihimize özel önem gösteren Gazi Atatürk, 1924'te 431 sayılı Yasa'nın 8, 9, 10'uncu maddeleriyle içindeki emtia ve gayrimenkulleri arazileriyle birlikte millete intikal ettirmiştir. 11'inci madde de "Millete intikal eden emvali ve gayrimenkullerin tespit ve muhafazası için bir nizamname tanzim edilecektir." kanununu çıkarmıştır. 1925'te sarayları tespit ve muhafaza komisyonları kurulmuş ve onlar da Millî Saraylar Müdürlüğünü kurmuştur. 1924'ten 1934'e kadar millete açık olan saraylar, 1934 yılında Meclis kararıyla tarihimize ışık tutacak saraylar ve içindekiler ziyaretçilere ve tarihe kapanmıştır. Üstelik Yüce Atatürk "Saraylar, kendisi gölge olmayan, yaşayan, hakiki bir varlık olan milletin saraylarıdır; ben de burada milletin bir misafiri olarak bulunuyorum." diyerek de tarihe not düşmüştür. 1964'te alının kararlarla kısmen açılsa bile süreklilik arz etmemiş, sürekli açılıp kapanmıştır. Tüm bu yapıların ve objelerin kültürel ve tarihî arka planlarına sadık kalınarak korunmaları, restore edilmeleri ve millî kültürümüzün değerli unsurları olarak yerli ve yabancı ziyaretçiler tarafından modern müzecilik anlayışı içinde ziyaret edilmelerinin sağlanması Millî Saraylar İdaresi Başkanlığının temel işlevidir. Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak geçmişimize, tarihimize, örf, âdet ve geleneklerimize, kültürümüze, sanatımıza sahip çıkarak bu bütçeyi destekliyoruz” şeklinde konuştu.
Fendoğlu, Malatya’daki tarihi yapılardan da söz ederek, "Saraylardan söz açmışken "Dünyanın en eski kerpiç sarayı nerede?" diye sorsam cevabınız ne olur? UNESCO'nun ülkemizdeki 19'uncu tarihî eserimizi tescil ettiği yer Arslantepe'dir. Malatya Orduzu Mahallesi'nde bulunan Arslantepe Höyüğü'nün tarihi 7 bin yıl öncesine dayanır. İçerisinde tapınak ve devlet yönetimine ait binaların yer aldığı bir saray kompleksi kazılarla ortaya çıkarıldı. Kazılarına 1961 yılında başlanan Arslantepe Höyüğü'nde "bey" "rahip" olarak ayrıcalıklı bir sınıfın okuma ve yazmanın olmadığı dönemde mühür baskı sistemiyle ekonomiyi kayıt altına aldıkları görülmüştür. Devlet bürokrasisi, muhasebe uygulamalarının olduğu ve Mezopotamya dışında devlet ve siyasi kuruluşların kökenini ispatlayan tek höyük olma özelliğine de sahiptir. Şef veya kralın ikametgâhı olmayıp devlet işlerinde kullanılmış kerpiç saray, dünyada gün ışığına çıkarılabilen tek saray olma özelliğini de taşıyor. Saray dönemine ait arsenik ve bakır alaşımlı kılıç ve mızrak uçları, dünyanın en eski silahları olarak Malatya Müzesi'nde de yerini almaktadır. Malatya tabii ki sadece Arslantepe'den mevcut değildir. Darende de Günpınar Şelalemiz, Ozan Harabeleri, Somuncu Baba Külliyesi, Tohma Kanyonu, Kudret Havuzu; Arapgir'imizde Millet Hanı, Gümrükçü Osman Paşa Camisi, Meydan Köprüsü, Kozluk Çayı, Onar köyü -ki Türkiye'de bilinen en eski cemevi buradadır- Ormansırtı köyü, Eğnir ve Çiğnir köyü; Akçadağ'da Levent Vadisi ve dünyanın en iyi atlarının yetiştirildiği Sultansuyu Harası, Pütürge'mizde de Nemrut Dağı Millî Parkı'mız vardır. Yine, Arguvan'da Tunç Çağı'ndan kalmış yerleşkeler, Morhamam Höyüğü, İsa Höyük ve Karahöyük'tür. Malatya'nın kayısısını ve tüm meyve ağaçlarını da söylemeye gerek yok; bütün dünya gibi, sizler de biliyorsunuz. Sözlerime son verirken, çalışacağız, çabalayacağız, çağıracağız, çağlayacağız, sular seller gibi coşacağız; azmedeceğiz, sabredeceğiz; emek vereceğiz, mücadele edeceğiz, mutlaka başaracağız. Cumhuriyetin 100'üncü yıl dönümünde Türk milletinin yeni bir zaferine hep birlikte imza atacağız. Bütçemizin ülkemize ve milletimize hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Allah'tan niyaz ederim. Servetiniz ana-baba duası olsun. Sağ olun, var olun, Allah'a emanet olun. Teşekkür ederim” ifadelerini kullandı.

Reklam

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.