Türkiye Sakatlar Derneği Malatya Şubesi, 10. dönem olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararlar feshedildi.
Malatya'da 21 yıldır faaliyet gösteren Türkiye Sakatlar Derneği Malatya Şubesi'nin feshedilmesiyle ilgili olarak dernek başkanı Ali Haydar Koyun, yönetim kurulu üyelerinin de katılımıyla basın toplantısı düzenledi. Koyun, derneği feshettiklerini açıklarken gözyaşlarına hakim olamadı.
Koyun, " Türkiye Sakatlar Derneği Malatya Şubesi olarak 21 Mart 2015 tarihinde yapmış olduğumuz 10.Dönem Olağan Genel Kurul Toplantısında almış olduğumuz karar sonucunda yaklaşık 21 yıldır büyük bir özveriyle vermiş olduğumuz haklı ve onurlu mücadelemize derneğimizi fesih ederek son vermiş bulunmaktayız" dedi.
Engelli insanların sorunlarını araştırıp, çözüm bulmak ve onların toplumun bir parçası olduklarını göstermek amacıyla 1994 yılında derneği kurduklarını kaydeden Ali Haydar Koyun, " Bundan 21 yıl kadar önce 26 Nisan 1994 tarihinde ilimizde yaşayan engelli insanların sorunlarını araştırıp; çözüm bulmak ve toplumun bir parçası olan engelli insanları dört duvar arasında karanlıklar içinde yaşamak yerine onları gün ışığına çıkararak toplumla bütünleştirmek, hastalıkları ve hakları konusunda bilgilendirip bilinçlendirmek, tüketicilikten kurtararak üretici bir insan bilinci içinde sosyal ve kültürel faaliyetlerin içine çekerek yaşamlarına renk katmak amacıyla kısıtlı imkânlarla kurduğumuz ve büyük bir özveri ile çalışmalar yaptığımız Türkiye Sakatlar Derneği Malatya Şubesi olarak 21 yıldır ilimizdeki engellileri en iyi şekilde temsil ederek sorunlarına çözüm getirilmesi için tüm olumsuzluklara ve imkânsızlıklara rağmen mücadele ettik. Yaklaşık 21 yıllık mücadelemiz esnasında hiçbir zaman prensiplerimizden, ilkelerimizden ve kişiliğimizden ödün vermeden ve din, dil, renk, ırk, cinsiyet, siyasi, mezhep, sosyal, kültürel ve etnik engelli veya engelsiz vb gibi ayrım yapmadan sadece ve sadece engelliliğimizden dolayı yaşamış olduğumuz sorunlarımıza çözüm üretmek amacıyla kısıtlı imkânlarımızla ayakta durmaya çalışarak faaliyetlerimizi yürütmeye çalıştık" diye konuştu.
"Kısıtlı imkanlarla çalışmalar yaptık"
Koyun, kısıtlı imkanlara rağmen önemli çalışmalar yaptıklarını ifade ederek, şunları söyledi: " Bu güne kadar kısıtlı imkânlarla yapmış olduğumuz çalışmalar neticesinde yüzlerce, binlerce engelli insanın bireysel ve genel sorunlarına (Anayasal ve yasal, sağlık, eğitim, istihdam, araç-gereç, ulaşım, mimari ve fiziki gibi engeller vb.) çözüm getirilerek topluma yeniden kazandırılmışlardır. İlkeli ve dürüst çalışmalarımız neticesince ilimizde geçmişte ve günümüzde görev yapan tüm atanmış ve seçilmiş yetkili yetkisiz insanlar tarafından her zaman ve her ortamda başta derneğimiz olmak üzere şahsım takdir edildik. Bu takdirler genelde kamuoyu önünde, basın önünde sözlü olduğu kadar da çeşitli zamanlarda plaketler vb gibi ödüllendirme şeklinde de olmuştur. 21 Mart 2015 tarihinde yaptığımız 10.Dönem Olağan Genel Kurul Toplantısında derneğimizi fesih etme ve yaklaşık 21 yıllık mücadelemize son verme nedenlerimize gelince, bunları sıralamakla bitiremeyiz. Ancak bunlardan bir kaçını açıklamak gerekirse; Son yıllarda ilimizde gittikçe artan bir engelli dernek furyası dikkat çekmektedir. Şu an itibariyle ilimizde engellilerle ilgili faaliyette bulunan 21 dernek ve 11 spor kulübü olmak üzere toplam 32 tane dernek bulunmaktadır. Derneklerin gerek ilimizde gerekse de diğer illerde sağlıksız bir şekilde çoğalması başta engelli camiası olmak üzere amaç doğrultusunda dürüst ve güzel çalışmalar yapan derneklere büyük zarar vermektedir. Yıllardır savunduğumuz gibi her engel gurubundan birer derneğin yeterli olacağı ve bu derneklerinde bir araya gelerek ortak faaliyet yürüterek sorunlara çözüm arayabileceğini dile getirdik. Ancak bunun gerçekleşmesini sağlayamadık. Sağlıklı bir yapılanma ve örgütlenme olmamasının sonucunda ise;
-Engelliliğini kullanan engellilerin
-Engellisini kullanan engelli ailelerinin
-Engellileri kullanan engelli derneklerinin
-Engellileri kullanan rehabilitasyon merkezlerinin vb kuruluşların
-Engellileri kullanan seçilmiş veya atanmış kişi veya kişilerin
-Engelleri kullanan kamu kurum ve kuruluşlarının önüne geçemediğimiz gibi sorunlara da çözüm getirmede yeterli olamadık."
"Manevi ve maddi anlamda yıprandık"
Ali Haydar Koyun, manevi anlamda yıprandıkları gibi maddi olarak da sıkıntılar yaşadıklarını belirterek, " Yaklaşık 21 yıl içerisinde başta maddi menfaat gütmek amacıyla olmak üzere siyasi, dini vb nedenler için derneğimize gelenlerin birçoğu aradıkları ortamları bulamadıklarından kendiliklerinden uzaklaşmışlardır. Bunun dışında bazı kişi veya kişiler tarafından ilimiz başta olmak üzere Türkiye genelinde engelli camiası içerisinde saygın bir yeri olan derneğimizin önünü kesmek, karalamak vb amaçlarla değişik zamanlarda dernekler açılmış ancak açılan derneklerin bir tanesi dahi başarıya ulaşamamıştır. Bununla birlikte ilimizdeki engellilerin geneli tarafından yaşadıkları bireysel sorunlarına çözüm getirilmesi amacıyla yaptırım gücü olan derneğimize geldikleri ancak sorunlarına çözüm getirildikten sonra ise bir daha derneğe uğramamaları bizleri çok etkileyerek yıpratmıştır. Bir taraftan engellilerin önüne engel çıkaran yetkili-yetkisiz kişi veya kişilerle, bir taraftan yasal haklarımızı gasp ederek yerine getirmeyen kamu kurum, kuruluş ve özel kuruluşlarla, bir taraftan engellileri suiistimal ederek rant peşinde koşan kişi veya kişilerle ve saymakla bitiremeyeceğimiz onlarca sorunlara karşı mücadele ederken diğer taraftan da engelliler tarafından sahiplenilmemek yıpranmamızı artırmıştır. Yıllardır bu ve bunlara benzer yüzlerce sorunlarla mücadele ederken manevi anlamda yıprandığımız gibi maddi olarak da sıkıntılar yaşayarak yıpranmaya başlamıştık. Seçilmiş veya atanmış, yetkili veya yetkisiz kişiler tarafından her ortamda ve fırsatta bizleri gördükleri zaman “sizleri seviyoruz, sizler başımızın tacısınız, sizler için her şeyi yaparız” gibi sözler söyleyerek timsah gözyaşları dökenler nedense en ufak bir destek söz konusu olduğunda ise “sizlere verirsek diğerleri var” gibi mantık dışı sözlerle kırk dereden su getirmişlerdir. En son bir projemizde sosyal sorumluluk anlamında engellilerle ilgili en ufak bir çalışması dahi olmayan ve yapmaktan aciz olan önemli bir STK konumda ki TSO tarafından bizlere biçilen değer 200 TL olmuş ve dilenci yerine konulduk. Bu STK’mızın engellilerle ilgili yaptığı sosyal sorumluluk çalışması varda bizler mi bilmiyoruz, eğer böyle ise hangi sosyal sorumluluk çalışması olduğunu açıklarlarsa özür dilemesini de biliriz" şeklinde konuştu.
"Verilen sözler havada kaldı"
Kendilerine verilen sözlerin havada kaldığını dile getiren Koyun, " Diğer bir olay da ise yerel 30 Mart 2014 tarihinde yapılan yerel seçimlerinde de derneğimizi ziyaret eden iki milletvekili ve il başkanı ile yönetim kurulu üyeleri “sizin isteğiniz bir engelli kişiyi meclis üyeliğine alacağız” diye söz vermeleri dışında ilimizde faaliyet yürüten 20 engelli derneğinin talebi ve isteği üzerine de belediye meclis üyeliğine başvuru yapılmış ancak listeler açıklandığında listeye almadıklarını gördüğümüzde verilen sözlerin havada kaldığını anladık. Şu ana kadar engelliler adına kimi aldıklarını ise bizler bilmediğimiz gibi hiçbir engelli derneği de hala bilmemektedir. Yetkili yetkisiz mevkisi makamı ne olursa olsun bir insan verdiği sözleri tutmalı, tutamayacağı sözü ise vermemelidir. Bu olaylar dışında faaliyete başladığımız günden bugüne kadar gerek siyasetin içerisinde, gerek kamu idarecileri içerisinde, gerek STK’ların içersinde ve gerekse de engelli camiası içerisinde olan bazı kişi veya kişiler tarafından sürekli
olarak “O derneğin başkanının adı Ali Haydar, o adam alevi birisi, dernek alevi yuvasıdır, o adam sol görüşlü, falan partili gitmeyin” gibi sözlerle hep bizleri karalamaya çalışılmıştır. Derneğimize destek verilmemesinin temelinde yatan en büyük nedenlerin biriside budur. Bu sözleri kim veya kimler nerede söylemişse bizler hepsinden haberdar olmamıza rağmen kimseyi muhatap alıp cevap vermedik. Üzüldüğümüz nokta bu sözleri söyleyen kişi veya kişiler yüz yüze geldiğimizde ise ikiyüzlü davranıp sizler şöylesiniz sizler böylesiniz diyerek akıllarınca bizi kandırdıklarını sanıyorlardı. Bizler engellide olsak bu tür kişi veya kişiler gibi bu zamanın insanı olamadık, ikiyüzlü olmayı beceremedik, her sakala göre tarak vurmayı ve yalakalık yapmayı beceremedik. Ben 21 yıllık süre içerisinde ne dernek başkanlığımda ne de şahsi bir olayda derneğimiz çatısı altında hiçbir zaman din, dil, renk, ırk, cinsiyet, siyasi, mezhep, sosyal, kültürel ve etnik engelli veya engelsiz vb gibi ayrım yapmadım, yapmadık ve yapılmasına da müsaade etmedik. Bu yaşıma kadar da hiçbir siyasi parti üyesi de olmadım ve propagandasını da yapmadım. Dernek hayatımız süresince hangi parti veya partiden olursa olsun herkese kapımız açık oldu. Her partiye ne kadar yakınsak aynı zamanda da o kadar uzak olduk. Hangi parti veya partiden olursa olsun engellileri rencide eden, aşağılayan, küçük gören kişi veya kişiler kamuoyu önünde açıklanarak eleştirilmiştir. Güzel çalışmalar yapan ve destek verenlere ise hangi parti veya partiden olduğuna ve dini görüşüne bakılmaksızın hiçbir ayrım yapmadan teşekkür edilmiş ve yeri geldiğinde ise plaket vererek ödüllendirilmişlerdir. Çünkü bizler siyaset üstü ve mezhepler üstü bir konumdayız ve engellide olsak bunun bilincinde olan insanlarız. Bu sözleri söyleyen kişi veya kişiler bu toplumun Alevisiyle Sünnisiyle, Türk’üyle Kürt’üyle, sağcısıyla solcusuyla ve engellisiyle engelsiziyle bir ağacın dalları gibi bir bütün olduğumuzu unutuyorlar. Düşüncelerde ki bu önyargılar yıkılmadığı sürece bu toplum her zaman yaralı bir toplum olacaktır. 21.yüzyılın Türkiye’sinde bu şekilde önyargılı düşünce ve fikirler ancak toplumu bölmeyi, ayrıştırmayı sağlar. Topluma faydadan çok zarar verir. Ben başta olmak üzere ne yönetim kurulumuzdaki nede dernek üyelerimiz arasında hiçbir zaman bu tür olaylar yaşanmamıştır" diye konuştu.
"Adımla ve kökenimle gurur duyuyorum"
Ali Haydar Koyun, yaşanan sıkıntıları bir türlü aşamadıklarını kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü: " Bunu burada ilk ve son defa açıklıyorum ve diyorum ki ben Ali Haydar Koyun olarak adımla ve kökenimle her zaman onur ve gurur duydum ve duymaya da devam edeceğim. Bu dedikoduları yapan, sözleri söyleyerek önyargılı davranan kişi veya kişiler de acaba bunu açık yüreklilikle ifade edebilirler mi merak ediyorum. Bu sorunlar dışında genel merkezimizle de son 3 – 4 yıldır bazı faaliyetler ve konularda fikir ve görüş ayrılığı yaşanmış bu nedenle diyaloglarımız soğumuştu. Genel Merkezimizde olsa hep doğru bildiklerimizi savunarak prensiplerimizden ilkelerimizden taviz vermedik ve geri adım atmadık. Bu konuda 1,5 ay kadar önce genel başkanımızın ilimize gelmesiyle karşılıklı konular ve sorunlar görüşülerek paylaşılmıştır. Daha sonra ilimizden ayrılan genel başkanımız bizleri arayarak görüşmenin verimli geçtiğini ve sorunlardan gerekli mesajların alındığını ve bunların giderileceğini, bu nedenle teşekkür ettiğini belirterek dernek kapatma fikrimizden vazgeçmemiz ve mücadeleye devam etmemiz yönünden talepte bulunmuştur. Genel merkezimizle olan sorunlarımız giderilmiş olsa da kapanmamızda etkisi olacak bir durumda olmamıştır. Yapmış olduğumuz görüşmenin verimli geçtiğini ve mücadeleden vazgeçmemizi bildiren genel başkanımıza ayrıca teşekkür ediyorum. Son olarak sözlerime son verirken yaklaşık 21 yıldır mücadelemiz esnasında başta derneğimiz olmak üzere engelli sorunlarının çözümü noktasında desteklerini esirgemeyerek vermiş olan valililerimize, belediye başkanlarımıza, milletvekillerimize, askeri ve mülki idare yetkililerine, duyarlı vatandaşlarımıza, gönül dostlarımıza ve özellikle de sorunlarımızı, çözüm önerilerimizi, faaliyetlerimizi ve sesimizi kamuoyuna duyurmada her zaman yardımlarını esirgemeyen ve toplumla
aramızda köprü kurulmasında büyük destekleri olan ilimizde ki görsel, işitsel ve yazınsal tüm basın kuruluşlarına ve emektar çalışanlarına ayrı ayrı çok teşekkür ediyorum. Bu dünyadan vefat ederek ayrılmış olan yetkili yetkisiz tüm gönül dostlarımızı ve dernek üyelerimizi de şükranla anıyor ve Allahtan rahmet diliyoruz. Ayrıca bugüne kadar yapmış olduğumuz çalışmalarda desteklerini esirgemeyen genel başkanımız Şükrü Boyraz ile merkez yöneticilerimize, derneğimizin geçmişteki ve şu anki yönetim, denetim ve disiplin kurulunda görev alan veya almamış dernek üyelerimizin tümüne ayrı ayrı teşekkür ederken özellikle 20 yıldır iyi ve kötü günde, yaşadığımız acı ve tatlı olaylarda beni bir gün dahi yalnız bırakmayan, maddi ve manevi benimle omuz omuza, yürek yüreğe mücadele eden arkadaşım, dostum, yoldaşım ve kaderdaşım olan Yücel Doğanşahin’e ayrıca teşekkür ediyorum. Bu güne kadar gelebildiysek onun bunda büyük katkısı ve desteği olmuştur. Fedakârlık ve özveri konusunda bugüne kadar gördüğüm örnek alınacak tek kişidir. Ben tekrar ona tüm kamuoyu önünde çok teşekkür ediyorum. Engelli engelsiz, yetkili yetkisiz tüm Malatyalılar haklarını helal etsinler."/FERDİ DURDU