AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Öznur Çalık, “Dersim'de yaşanan katliamlar için özür dilerken, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da devletin geçmiş dönemlerde Kürtlere yapmış olduğu zulüm için de özür diliyorum” açıklamasından sonra, “Ben sadece bizim olan ve bizden olan hiçbir şekliyle hiçbir terör eylemine karışmamış olan orada maalesef zulüm gören vatandaşlarımızdan, Kürtlerden özür dilenmesi gerektiğini söylüyorum” açıklamasını yaptı.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Öznur Çalık, Malatya’daki ziyareti esnasında yapmış olduğu açıklamada, “Dersim'de yaşanan katliamlar için özür dilerken, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da devletin geçmiş dönemlerde Kürtlere yapmış olduğu zulüm için de özür diliyorum. Ak Parti'de yönetim kademesinde olan bir kişi olarak söylüyorum. Geçmişte Kürtlere yapılan zulümleri, bölgesel, sadece güvenlik tedbirleriyle ilgili olarak yaşatılan sıkıntıları, insanlara yedirilen hayvan pisliklerini bugün sadece cümlelerle dile getiriyoruz ve o gün geçmişi yok sayıyoruz. Hiç kimsenin geçmişi yok sayma hakkı yok. Biz dünü hatırlayarak, bugünü yaşayarak yarını inşa etmek istiyoruz. Dün yaşadığımız sıkıntılar, üzüntüler, acılar ne varsa ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak o acılardan hepimizin ders çıkarması gerektiğini düşünüyorum. Dersim'den de ders çıkarılmalı, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da yaşanan problemlerden de ders çıkarılmalı” demişti.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çalık, CNN Türk’e yaptığı açıklamada şunları söyledi: “AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Öznur Çalık, “Dersimle alakalı cümleleri herkesin çok net gözden geçirmesi gerekir. CHP’den Sezgin Tanrıkulu’ndan gelen bir özür var ve bu özür neticesinde CHP içerisinde yaşanan kargaşa ve ‘Bu özrü etmemeliydin’ diyen CHP’li yöneticiler ve genel başkan var. Dersim maalesef ülkemizin acısıdır ve bu acıları öteleyerek, hiçbir şekilde kabul etmeyerek ortadan kaldıramayız. 1937-38 yıllarında yaşanan ve yaklaşık 13 bin insanımızın ölümü ile sonuçlanan ve Alevilerin katliamı şeklinde hepimizin bildiği o tarihi katliamdan herkesin özür dilemesi gerekir diye düşünüyorum. Öncelikle bunu söylemem gerekir. CHP o dönemde hükümetin yetkilileri olduğu için öncelikle CHP’nin bütün Alevi kardeşlerimizden özür borcu var. Bunu CHP’den yetkili birisinin ‘Ben özür diliyorum’ cümlesinden sonra hem milletvekili, hem genel başkan yardımcısı ve hemde genel başkan tarafından eleştiriliyor olması eski Türkiye’ye olan hasreti bir kez daha gözler önüne seriyor. Biz eski Türkiye’deki devlet anlayışının tamamen ortadan kaldırılmasını istiyoruz. Bunun içinde o dönemde Alevi kardeşlerimizin nasıl ötekileştirildiğini ve nasıl Dersim’de katledildiğini tarih kitaplarında okuyan herkes bilir ve görür. O vesileyle ben Alevi kardeşlerimizden bir kez daha yaşanan zulümlerden dolayı özür dilenmesi gerekiyor dedim. Bu özrü samimiyetle, yürekten insani duygularla yapıyorum. Ve geçmiş dönemlerde derin devletin yada farklı adlarla yapmış olduğu zulümlerin de mutlaka görünmesi gerektiği kanaatindeyim. Şimdi yeni bir Türkiye inşa ediyoruz ve bu yeni inşa ettiğimiz Türkiye’de eski Türkiye’nin bütün hatalarını konuşabilmemiz ve yenisinde tekrar etmemiz gerekir. Bunun için de geçmiş dönemlerde yaşanılan bütün zulümlerden ızdıraplardan hepimizin kurtulması gerekir. O dönemlerde Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerinde devletin sadece güvenlikçi bakış açısı ile almış olduğu tedbirler vardı. Biz Yeni Türkiye’de sadece güvenlikçi bakış açısı ile değil, ekonomik, sosyal, kültürel anlamda da çok ciddi manada bir bakış geliştirmemiz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerinin kalkına bilmesi için, gelişmesi için oraya ciddi yatırımlar yapmamız ve orada bulunmamız gerektiğini ifade ettik. Şimdi bu ifade edişlerle birlikte Doğu ve Güneydoğu’da, ki, 2005 yılında kurucu genel başkanımın Diyarbakır’da seslendirmiş olduğu ‘Kürt sorunu benim sorunudur, Türkiye’nin sorunudur ve Güneydoğu’nun sorunu bizim sorunudur’ cümlesi çok önemli bir dönüm noktası olmuş ve o günden bugüne de Doğu ve Güneydoğu’daki sorunları bertaraf etmek için çok önemli bir süreç başlatmıştı, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi ve bugünde Çözüm Süreci. Çözüm sürecide devam ettiği dönem de de Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgemizdeki illerimizi ziyaret ediyoruz, orada sivil toplum kuruluşları ile bir araya geliyoruz, orada vatandaşlarımızı dinliyoruz. Orada devletin yapmış olduğu zulümleri vatandaşlarımızdan duyduk ve dinledik. Onun öncesinde bizim bir özür borcumuz var diye düşünüyorum yaşanılan süreç adına. Biz PKK’dan özür dilenmesi gibi bir cümleyi asla kullanmadık ve kullanmayız da. Terör örgütlerinin yaşatmış olduğu zulümlerinde herkes farkında. Ben sadece bizim olan ve bizden olan hiçbir şekliyle hiçbir terör eylemine karışmamış olan, zulüm gören vatandaşlarımızdan, Kürtlerden özür dilenmesi gerektiğini söylüyorum. Çok net söylüyorum, orada devlet adına yedirilen hayvan pisliklerinden ve orada vatandaşlarımızın yaşadığı zulümlerden bahsediyorum. Yeni Türkiye’nin inşasında herkesin empati kurarak ben bu ülkenin vatandaşıyım, Alevisiyle, Türküyle, Kürdüyle, Çerkeziyle ben bu ülkenin vatandaşıyım demesi gerekiyor. Acı çeken bütün insanlarımızın yanında olduğumuzu ve acılarını paylaştığımızı ifade etmek istiyorum. “