I. Uluslararası Geriatri ve Gerontoloji Buluşmaları
Sempozyumu Açılışı Gerçekleştirildi.
Malatya Turgut Özal Üniversitesi tarafından bu yıl ilk kez 5-6 Haziran 2023 tarihleri
arasında çevrimiçi olarak düzenlenen I. Uluslararası Geriatri ve Gerontoloji Buluşmaları
Sempozyumu açılışı gerçekleştirildi.
Asrın felaketi olarak nitelendirilen ve 11 ilimizi etkileyen 6 Şubat Maraş merkezli
depremlerden dolayı yüz yüze eğitime ara verilmesi nedeniyle çevrimiçi olarak
gerçekleştirilen sempozyumda; yurtiçi ve yurtdışından sunum yapmak üzere birçok katılımcı
yer aldı.
Üniversitelerin yanı sıra, geriatri ve gerontoloji konusunda çalışmalar yürüten sivil
toplum örgütlerinin de katkı sağladığı sempozyumun, ülkemizde yaşanan deprem felaketi
nedeniyle alt başlığı “Afet Gerontolojisi: Afetlerde Geriatristlerin ve Gerontologların İş
Birliği” olarak belirlendi. Sempozyumda gündelik yaşam içerisinde yaşlı sağlığı ve bakımı
konuları dışında, afet dönemlerinde konuya ilişkin yaklaşımlar; geriatri ve gerontoloji ile afet
yönetiminde kamu kurumlarının rolü, diğer disiplinler arasındaki ilişkilerde ele alınacak.
I. Uluslararası Geriatri ve Gerontoloji Buluşmaları Sempozyumu Malatya Turgut Özal
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Bentli’nin açılış konuşmaları ile başladı. Konuşmasına
sempozyuma katkı sağlayan kurum ve kuruluşlar ile katılımcılara teşekkür ederek başlayan
Rektör Bentli, “Geriatri alanlarındaki sağlık hizmetleri son yıllarda hızlı bir şekilde artmaya
başlamıştır ve yaşlıların ihtiyaçlarının daha iyi karşılanması için birçok çalışma
yürütülmektedir. Ancak bu çalışmaların daha etkili hâle gelmesi için gerontologlar ve
geriatrisler arasındaki iş birliği önem arz etmektedir. Biz de Malatya Turgut Özal Üniversitesi
olarak bu iş birliğini arttırmak için Türkiye'de ilk gerontologlar ve geriatrisler büyük
buluşmasını gerçekleştirecek olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.” dedi.
I. Uluslararası Geriatri ve Gerontoloji Buluşmaları Sempozyumu’nu başta UNESCO
Türkiye Milli Komisyonu ve Akdeniz Üniversitesi olmak üzere birçok kurumun desteğini
alarak gerçekleştirmeye çalıştıklarını ifade eden Bentli, “28 Mart 2023 tarihinde ilk defa
geriontologların da kamu hastanelerinde istihdamı gerçekleşmeye başlamıştır ve bu gelişme
gerontologlar ve geriatrisler iş birliği açısından son derece önemlidir. Yaşlıların geriatrik ve
gerontolojik hizmetlere daha iyi erişim sağlamalarına çok büyük katkılar sunacak çalışmalar
yürütülmektedir. Ancak bu çalışmaların daha etkili hâle gelmesi için gerontologlar ve
geriatrisler sağlık, psikolojik ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamak için sağlık hizmetleri, yaşlı
bakımı, beslenme, egzersiz ve yaşlıların hakları başta olmak üzere birçok alanda iş birliği
yapabilirler. Yaşlıların sağlık türlerinin, yaşam kalitelerinin ve sosyal hayata katılımlarının
artırılmasıyla ilgili geniş çaplı araştırmalar yapmak da biz üniversitelerin asli
görevlerindendir. Düzenlemiş olduğumuz bu sempozyumda farklı alanlarda çalışan
araştırmacılar, yaşlıların sağlık, psikolojik ve sosyal ihtiyaçlarının daha iyi karşılanması için
neler yapabileceklerini tartışacaklardır. Bununla beraber afet gerontolojisi konusunda fikir
alışverişinde bulunarak, yaşlıların afet durumunda nasıl korunabileceğini ve ihtiyaçlarını
nasıl karşılayabileceği konusunda bir yol haritası hazırlayacaklardır. Ayrıca sempozyum
programımızın zengin bilimsel içeriğini, üniversitemizin ve Akdeniz Üniversitesinin tazelenme
öğrencilerinin de katıldığı oturum daha da zenginleştirecektir.” dedi.
Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Bentli konuşmasının
devamında, Malatya’da 20-22 Mayıs 2024 tarihleri arasında kısa adı UYSEF olan
Uluslararası Yaşlılıkta Sağlık ve Esenlik Festivali için hazırlıklara başladıklarını ifade etti.
Projenin hedefinin tüm kuşakların yaşlanmaya ve yaşlılığa duyarlılığını kalıcı olarak arttırmak
ve bu hedef doğrultusunda onları bir araya getirmek olduğunu belirten Bentli, UYSEF’in
sağlık, bilgi, kültür başlıkları altında faaliyetlerin düzenleneceği uluslararası bir festival
olacağını dile getirdi. Rektör Benlti, “Bu festival aracılığıyla aynı zamanda Malatya halkının
yaşlılıkta sağlık ve esenliklerini koruyup geliştirmesine yönelik ilgilerinin arttırılması da
amaçlanmaktadır. Ayrıca festivalin uluslararası olması Malatya'nın doğal ve tarihi
güzelliklerinin yurt içi ve yurt dışından katılım sağlayacak olan akademisyenlere ve farklı iş
kollarından profesyonellere tanıtılmasını ve yeni projelerin ortaya konulmasına fırsat
sunacaktır. Ben bu sempozyumu vesilesiyle ülkemizde 50 binin üzerinde, ilimizde 1500’e yakın
insanımızın vefat ettiği asrın felaketi olarak adlandırılan bu büyük afet nedeniyle tüm
ülkemize geçmiş olsun dileklerimi tekrar iletmek istiyorum ve vefat eden tüm vatandaşlarımıza
da yüce Allah'tan rahmet ve yakınlarına büyük sabırlar diliyorum. Sempozyumumuza destek
veren başta Akdeniz Üniversitesinden Prof. Dr. İsmail Tufan hocamıza, Op. Dr. Orhan Koç
hocamıza, tüm kurumlara, yurtiçi ve yurtdışından katılan bilim insanlarına ve başta sayın
Valimiz ve Büyükşehir Belediye Başkanımız ve tüm katılımcılara şükranlarımı ifade etmek
istiyorum. Sempozyumun verimli, başarılı geçmesini ve hayırlara vesile olmasını temenni
ediyor, hepinize saygılar sunuyorum.” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Türkiye dünyada en hızlı yaşlanan ikinci ülke.
I. Uluslararası Geriatri ve Gerontoloji Buluşmaları Sempozyumu’na destek veren
kuruluşlar arasında yer alan UNESCO’nun, Türkiye Milli Komisyonu Yönetim Kurulu Üyesi
ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sayın Akif
Kireççi, “Kıymetli İsmail Tufan hocama öncelikle çok teşekkür etmek isterim. Biz kendisiyle
UNESCO Türkiye Milli Komisyonu’nda yıllardan beri yaşlılık üzerine, yaşlılarla ilgili
konularda hem Türkiye'nin bilinçlenmesi Türkiye'deki kamuoyunu bilinçlenmesi hem bilim
dünyasının fark etmesi hem de UNESCO nezdinde birçok çalışmalar yürütüyoruz. Kendisini
biz gerontolojinin Türkiye'deki öncü isimlerinden birisi olarak tanıyoruz ve bizim komitemizde
bulunmasından da çok mutluyuz. 5-6 Haziran 2023 tarihlerinde gerçekleştiriyor olduğumuz
bu 1. Uluslararası Geriatri ve Gerontoloji Buluşmaları Sempozyumu, afet gerontolojisi ve
afetlerde gerontolog ve geriatrislerin iş birliği sempozyumuna UNESCO Türkiye Milli
Komisyonu olarak biz de destek verdik.” dedi.
Sempozyumun Malatya Turgut Özal Üniversitesi, Akdeniz Üniversitesi,
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Akademik Geriatri Derneği, Sağlık Bakanlığı,
Sağlık ve Sosyal Hizmetler dernekleri, federasyonları gibi kuruluşların ortak destekleriyle
hayata geçirildiğini belirten Prof. Dr. Akif Kireççi, “Bu kadar çok paydaşın olmasını da çok
önemsiyorum. Çünkü bu konu Türkiye'de çok bilinen bir konu değil. Yurt dışında da çok
bilindiğini düşünmüyorum. Çünkü Türkiye’miz dünyada en hızlı yaşlanan ikinci ülke.
Zannederim Güney Kore'den sonra Türkler en hızlı yaşlanan toplum olarak tarihe geçmiş
durumdalar. Bunun da bize getirdiği birçok problem ve meydan okuma var. Yani sosyal olarak
politik olarak ekonomik olarak psikolojik ve psikiyatrik olarak birçok konularda buna
hazırlıklı olmamız gerekirken, bu bilinçle bu toplantıların yapılması bizi çok mutlu ediyor ve
gerekli olduğunu düşünüyoruz. Önceki dönemde İsmail hocamın hazırladığı bir raporu da biz
Paris'te UNESCO Genel Kurulu’nda bütün ülkelerle paylaştık ve orada da herkesin çok
şaşırdığını gördük. Yani Türkiye genelde çok genç bir toplum olarak bilinmesine rağmen en
hızlı yaşlanan toplum olması birçok Avrupalı, özellikle meslektaşımızı ve UNESCO
katılımcısını şaşırtmıştı. Ben bu sempozyumda Türkiye ve dünyadaki geriatri ve gerontoloji ve
afet alanında çalışan politikacıları, akademisyenleri ve alanının uzmanlarını bir araya
getirmesinden duyduğum mutluluğu da ifade etmek isterim. Buradaki fikir alışverişleri,
akademik değişimler, eminim birçok alanda bize daha sonra politika yapımı anlamında da
ışık tutacak. Ayrıca bu sempozyum 28 Mart 2023 tarihinde Sağlık Bakanlığı kamu
hastanelerinde atanması başlayan gerontologların multi disipliner ekibin bir parçası olarak
geriatristlerle ülkemizin yaşlılık döneminde olan ve yaşlanan insanlarına özel sağlık
hizmetlerinin kalitesinin artırılmasına da yardımcı olacak iş birliklerinin geliştirilmesi ve
toplumumuz için yol haritası çizilmesi açısından çok önemli. Biliyorum ki birçok Asya ve
Avrupa ülkesinde de bu konularla ilgili önemli hazırlıklar, sosyal ve kurumsal altyapı
çalışmaları da devam etmektedir” dedi.
Prof. Dr. Akif Kireççi, “Sayın rektörümüzün ifade ettiği gibi ben kendim de Maraşlı
biri olarak çok büyük bir trajedi yaşadık. Yani sıradan bir afet, sıradan bir deprem gibi ondan
bahsetmek çok yaralayıcı oluyor. Bir neslin neredeyse kaybolduğunu orada gördük.
Dolayısıyla afet sırasında gerontolojistler ne yapar? Yaşlıların, afetler ve acil durumlara
maruz kaldıkları riskleri nasıl tespit edip, ihtiyaçlarını nasıl anlarız, bunları nasıl çözeriz ve
bir sonraki afete nasıl daha hazırlıklı olabiliriz soruları bizi bu toplantıyı yapmaya ve
desteklemeye iten önemli faktörlerdendir. Afet öncesinde de olası afetlere yönelik plan ve
politikalar oluşturulmaya oluşturulması hepimiz için, özellikle de yaşlılarımız için en önemli
beklentilerden bir tanesi. Türkiye gibi doğal afetlere sıklıkla maruz kalan Japonya'da öyle bir
ülkede afet gerontolojisinin geliştirilmesi de gayet büyük bir önem arz ediyor. En son yaşanan
Maraş merkezli 11 ili etkileyen depremlerde görüldüğü gibi en kırılgan grupların arasında
çocuklar, kadınlar ve özellikle yaşlılar yer almaktaydı. Afet sonrasında yaşlılara yönelik
uygun fiziksel ortamların sunulması gerekliliğini hepimiz fark ettik. Deprem sonrasında aynı
zamanda yaşlılara yönelik psikolojik ve psikososyal sorunların çözümünün de stratejik bir
ihtiyaç olarak ortaya çıktığı gayet aşikâr. Bu doğrultuda ülkeler afet öncesi önlemlere, afet
sırası ve sonrasında yaşlılara yönelik yardımlara ilişkin hazırlıklı olmak durumunda. Bu
hazırlıkların da afet gerontolojisinin geliştirilmesini desteklenmesiyle mümkün olacağını
gayet net bir şekilde görmekteyiz.” diyerek konuşmalarını sonlandırdı.
Nüfus yapısındaki hızlı değişim, sağlık sorunları dışında sosyoekonomik ve kültürel
birçok zorlukları da beraberinde getirecektir.
Sempozyumun gerçekleştirilmesine destek veren Akademik Geriatri Derneği Yönetim
Kurulu Üyesi ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Deniz
Suna Erdinçler, sempozyuma ve katılımcılara desteklerinden ötürü teşekkür ederek başladığı
konuşmasında istatistiki bilgilere yer vererek ve nüfus yapısındaki değişimlere dikkat çekerek
şunları ifade etti: “Türkiye'deki demografi nasıl? Geriatristler ne yapar bunlarla ilgili? Tüm
dünyada yaşlı nüfusun sayısı ve oranı gittikçe artmaktadır. Bir toplumda yaşlı nüfusun yüzde
7’den yüzde 10’a çıkması bu toplumun genç toplumdan yaşlı topluma dönüştüğünü ifade eder.
Gelişmiş toplumlarda bu demografik dönüşüm 10, 75, 120 yıl gibi bir süre içinde gerçekleşir.
Bugünün gelişmekte olan ülkelerde bu dönüşümün 20, 40 yıl gibi daha kısa sürede meydana
geleceği tahmin ediliyor. Bu durumda toplumların yaşlanma gerçeğine ve getirdikleri
sorunlara daha kısa zamanda uyum sağlamaları gerekir. Nüfus yapısındaki hızlı değişim,
sağlık sorunları dışında sosyoekonomik ve kültürel birçok zorlukları da beraberinde
getirecektir. Türkiye'de 65 yaş üstü nüfus oranı 1960 yılı sayımlarında %3,5 iken 1990 yılında
%4,3, 2000 yılında %5,7, 2022 yılında %9,9’dur. Yani bu projeksiyonlar gösteriyor ki Türkiye
aslında en hızlı yaşlanan ülkelerden biri. Türkiye’de hızla yaşlanma, beklenenden de daha
hızlı yaşanmaktadır.”
Akademik Geriatri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Deniz Suna Erdinçler
geriatrinin Türkiye’deki gelişimine yer verdiği konuşmasının ikinci bölümünde: “Geriatri
bilim dalı Türkiye'de 1970 yılından itibaren kurulmuştur. Fakat o yıllarda Türkiye genç nüfus
olarak kabul edilerek ülkemiz için geriatri lüks bir bilim dalı olarak değerlendirilmiş ve bu
konudaki hocalarımızın yaptığı başvurularda olumlu sonuç alamamıştır. Türkiye'deki
geriatrinin kurucusu rahmetli Şefik Kayahan hocadır. Bu Türkiye için lüks olarak ifade
edilmiş fakat nüfus projeksiyonları göz önüne alındığında beklenilenden daha hızlı yaşlı nüfus
artışı, sağlık ve sosyal politikaların yaşlılar yönünden, tekrardan gözden geçirilmesini gerekli
kılmıştır. Geriatri 65 yaş üstü kişilerin tüm sağlık sorunları ve hastalıklarıyla ilgili tetkik tanı
tedavi takibini üstlenen başarılı yaşlanma sürecini yöneten bir uzmanlık alanıdır. Yaşlı
nüfusun sağlık, sosyoekonomik, kültürel özellikleri bu konulardaki ihtiyaçları gençlerden ve
erişkinlerden farklılık göstermektedir. Geriatri, bu grubun sağlık sorunlarına ve ihtiyaçlarına
farklı yaklaşır. Gerontoloji, yaşlanan nüfusun sosyal, ekonomik, psikolojik ve kültürel
boyutlarını inceler. Sağlıklı, aktif ve refah içinde bir yaşlı nüfus için 2 bilim dalının geriatri ve
gerontolojinin birlikte çalışması önemlidir. 2019 TÜİK verilerine göre ülkemizde doğumda
beklenen yaşam süresi uzamıştır. Kadınlarda 81 yıl, erkeklerde 76 yıldır. 65 yaşına ulaşmış
kişide de beklenen yaşam süresi yaklaşık 18 yıl gibidir. Ayrıca 65 yaş üstü nüfus sağlık
harcamalarında %40- %50’sini oluşturmaktadır. Bu bulgular tabii ki olumsuz yaşlı ve yaşlılık
algısı oluşturmamalıdır. Yaşlı ayrımcılığıyla da mücadele bir zorunluluktur. Sağlık politikaları
ve organizasyonları bu yeni ihtiyaçlara göre düzenlenmesi ve sağlık çalışanlarının eğitilmesi
gerekir. Bu sempozyumlarda bunların bir parçasını oluşturmaktadır. Hekimler ve tüm sağlık
personeli yaşlanma sürecinin biyolojik, psikolojik ve sosyolojik yönleri konusunda bilgi sahibi
olmalı, hastayı bütünüyle değerlendirmeli ve gerektiğinde multidisipliner yaklaşım konusunda
yönlendirici olabilmelidir. Yaşlıya etkin ve yeterli sağlık ve sosyal yardım hizmeti verebilmek
interdisipliner ekip çalışmasıyla mümkündür. Hekimlerle beraber hemşire, sosyal çalışmacı,
fizyoterapist, psikolog, diyet uzmanı, iş ve uğraşı terapisti, gerontolog bu ekipte olmalıdır.
Yaşlıların ihtiyaçları farklıdır. Sadece sağlık değil ama aynı zamanda toplum içinde refah
içinde mutlu ve bağımsız yaşayabilmesi için bu interdisipliner ekibin elemanlarının birlikte
yaşlıya hizmet etmesi önemlidir. Konusu ve ilgi alanı yaşlı olan bu iki bilim dalının afet
dönemlerinde de iş birliği, yaşlının sağlık, sosyal, ekonomik barınma, psikolojik sorunlarının
çözümünü kolaylaştırır. Deprem bölgesindeki iller Türkiye geneline göre yaşlı oranının az
olduğu bir demografik yapıya sahiptir. Bölgedeki yaşlı nüfus oranı, ülke genelinin 2,5 puan
altındadır. Bölgede 65 yaş üzerindeki kişi sayısının 1.033.000 olduğu biliniyor. Devlet
kurumlarının Sağlık Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, valilikler, yerel yönetimler,
sivil toplum kuruluşları ve üniversitelerin afet öncesi bir programı olmalıdır. Afetten sonra
bile ortaklık kurma sağlanacak hizmetleri olumlu etkileyecektir. Bu bağlamda bu sempozyum
bunun güzel bir örneğini oluşturmaktadır.” dedi.
Erdinçler konuşmasının sonunda, sempozyumu düzenleyen Malatya Turgut Özal
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Bentli, Akdeniz Üniversitesi Gerontoloji Bölüm Başkanı
Prof. Dr. İsmail Tufan, UNESCO Türkiye Milli Komisyon Başkanı Prof. Dr. Mehmet Akif
Kireççi ve emeği geçenlere teşekkürlerini iletti.
“Afet Gerontolojisi: Afetlerde Geriatristlerin ve Gerontologların İş Birliği” alt başlığı
ile düzenlenen I. Uluslararası Geriatri ve Gerontoloji Buluşmaları Sempozyumu’na ev
sahipliği yapan Malatya Turgut Özal Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Alaadin
Polat sempozyumun amacıyla ilgili kısa bilgi verdiği konuşmasında şunları ifade etti:
“Yaşlılık toplumumuzun önemli bir gerçeği ve demografik bir dönüşümle karşı karşıyayız. Bu
nedenle geriatri ve gerontoloji çalışmaları yaşlanma sürecini anlamak, yaşlıların sağlık ve
refahını korumak için büyük bir öneme sahiptir. Bu sempozyumda akademik dünyanın ve
ülkemizin önde gelen uzmanları, araştırmacılar, sağlık profesyonelleri ve paydaşlar bir araya
gelerek yaşlılıkla ilgili konuları ele alacak, son bulguları paylaşacak ve geleceğe yönelik
stratejileri tartışacaklardır. Amacımız yaşlanma sürecini en iyi şekilde anlamak ve yaşlı
bireylerin yaşam kalitesini arttırmak için gerekli bilgi ve deneyimleri bir araya getirmektir.
Geriatri ve gerontoloji, yaşlılıkla ilgili çok çeşitli konular içeren, çok disiplinli bir alandır.
Sağlık hizmetlerinden sosyal hizmetlere, psikolojiden fizyoterapiye kadar birçok alanda
çalışmalar yapılmaktadır. Bu sempozyumda bu alanlarda yapılan son araştırmalar, klinik
deneyimler ve yenilikçi yaklaşımlar hakkında bilgi alacak, güncel trendleri öğrenecek ve bu
alanda gerçekleşen gelişmeleri yakından takip edeceğiz. Yaşlılık döneminde bireylerin fiziksel,
zihinsel ve sosyal ihtiyaçlarının karmaşık bir kombinasyonu içermektedir. Bu nedenle geriatri
ve gerontoloji çalışmaları bireysel düzeydeki yaşlıların gereksinimlerini karşılamak için
sağlık sistemlerinde ve toplumda gelişmelerin olmasını sağlamaktadır. Bu sempozyumda yaşlı
bireylere daha iyi bir yaşam sunmak için nasıl birlikte çalışacağımıza odaklanacağız.”
Geriatri ve Gerontolojiye iki kardeş üniversite olarak katkı vermeye devam edeceğiz.
İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay protokol konuşmasında: “Malatya
Turgut Özal Üniversitesi bu sempozyumda bir yenilik katarak afet dönemlerini de
eklemleyerek gerontoloji ve geriatriyi ele alıyor. Ülkemizde konuya çok geç başlanıldı. Bu
konunun ülkemizdeki sahibi, beyni ve öncüsü İsmail Tufan hocamız. Kendisi gerontolojiyi
ülkemize getiren, anlatan, bizlerin dikkatini çeken kişidir. Şimdiye kadar ülkemizde 10
kalkınma planın da bu konu hiç gündemde yer almadı. 11. Kalkınma Planı’nda ilk kez yaşlılık
konusu ülkemizde kalkınma planına devletimizin programına dahil oldu. Önce sanıyorum ki
12. kalkınma Planı’nda bu konuda çok etraflıca, ülkemizin Türkiye'nin yüzyılı vizyonunda bu
konu da önemli stratejik plan çerçevesinde geniş anlamda yer alacaktır. Gerontoloji artık
geriatriyle beraber ülkemizde tam bilimsel ve dünya tecrübesini göz önüne alarak ülkemizin
yaşlılığa gidişte, sağlıklı, doğru, verimli ve planlı bir yaşlı yönetimi, yaşlılarımıza planlı bir
şekilde hazırlık bu çalışmalarla mümkün olacaktır. Bu sempozyumun buna bir katkı olacağını,
öncü olduğunu düşünüyorum.” dedi.
Kızılay, “Bu sempozyumun hazırlığında katkı veren bütün paydaşlarına ve
sempozyumun düzenlenmesini sağlayan kardeş üniversitemiz Malatya Turgut Özal
Üniversitesine kıymetli rektörümüz Prof. Dr. Recep Bentli ve ekibine çok teşekkür ediyorum.
İsmail Tufan hocamıza ve diğer paydaşlara da çok teşekkür ediyorum. Gerontoloji geriatri
konusunda İnönü Üniversitesi olarak biz de şimdiye kadar çok çalışmalar yaptık. Bundan
sonra da sistematik olarak devam edeceğiz. Malatya Turgut Özal Üniversitemizle birlikte bu
çalışmalarımızı ülkemizi hem insan kaynağı yetiştirmek hem şehrimizin bu alanındaki gelecek
vizyonunu oluşturmak için altyapı, insan kaynağı ve planlamasına çok önemli katkıları, iki
üniversite olarak vereceğimizi ifade etmek istiyorum.” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Bugün itibariyle ülkemizde 10 milyona yakın yaşlımız var.
Sempozyuma destek veren Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Engelli ve
Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü Uzm. Dr. Orhan Koç, “Ülkemizde özellikle gerontolojik ve
geriatrik yaklaşım açısından baktığımızda afetlerde ve diğer sosyal hadiselerde çok önemli
noktalara geldiğimizi ifade edebiliriz. Özellikle gerontoloji. Bugün ülkemizde üniversitelerde
yaygın bir şekilde lisans ve lisansüstü eğitimlerin veriliyor olması ve sahada uygulama
alanına da girmiş olmaları açısından ve ciddi manada akademik birikim ve akademik
programlarla da bunun desteklenmesi noktasında önemli bir noktaya geldiğimizi ifade
edebiliriz. Geriatrinin yandal olarak ülkemizde uzun süredir var olması ve sahada aktif
olarak çalışıyor olması, akademik camiada bu konuda yetişen akademisyenlerin sayısının
artması ve literatürdeki biriken deneyimlerimizde ülkemize önemli bir noktaya geldik. Tabii
ülkemiz yaşlanan ülkelerden birisi ve hızla yaşlanmaktayız. Bugün itibariyle ülkemizde 10
milyona yakın yaşlı olmasına rağmen sadece binde üçü kurumsal bakımda. Henüz toplum
içerisinde yaşlılarına bakan bir milletiz ve yine yaşlılarımıza yönelik yaşlı ekonomisi ve
yaşlılığın bağımsız yaşam becerisini kazanması, yaşlıların aktif sağlıklı yaşlanması
konusunda yaşlılık şurası adı altında 6 başlıkta geniş bir programla uluslararası konuyu ele
almıştık. Engelli Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü olarak yaşlanma vizyonu 2030 belgesini
ortaya koyarak ülkemizdeki yaşlanmayla ilgili süreçleri yönetecek ve bütün paydaşların
katılımıyla bu süreçleri takip edecek bir vizyon ortaya koymuş olduk.” dedi.
Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel
Müdürü Uzm. Dr. Orhan Koç, engelli ve yaşlı kısıtlı, dezavantajlı bireylerin afet durumlarında
ilk yardım, kurtarma ve afet sonrası yapılacak işlemler noktasında ciddi oranda çalışmalar
yaptıklarını ve sempozyum çıktılarının bu çalışmalara katkı sağlayacağını belirtti.
Sağlık Bakanlığı Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Doç. Dr. Eray Çınar, “Sağlık
Bakanlığı olarak 1999 depreminden sonra toplumsal farkındalığın artmasıyla beraber
durumsal farkındalık da arttı ve ulusal medikal kurtarma ekibi yapılanması oluşturuldu ve
2004 yılında da aktif olarak göreve başladı. Bu süreçte tabii ki öncelikle önlenebilir can
kayıplarını engellemek ve kalıcı sakatlanmaların önüne geçebilmek adına özellikle afetlerde
medikal kurtarma anlamında daha profesyonel ekiplerle yol alma gerekliliği ortaya çıktı ve
UMKE yapılanmasıyla da bunu sağlık profesyonelleriyle gönüllülük prensibiyle yola çıkarak
daha profesyonel bir şekilde afetlerde bu hizmeti sunmaya başladık. İlerleyen zamanlarla
beraber sürekli sunulan hizmetler ne kadar özelleştirilebilir, daha fazla topluma ne kadar
fayda sağlayabiliriz düşüncesiyle sürekli güncellemelerle yenilemeler yapıldı. Özellikle
izlenilebilir grupta yaşlılar, kronik rahatsızlığı olanlar ve engelliler özellikle afetlerde zaten
öncelikli grup haline geldi. Bununla ilgili de özellikle bizim de Sağlık Bakanlığı olarak
Türkiye afet müdahale kapsamında yapmış olduğumuz bütün afet planlarında özellikle
yaşlıları, engellileri, kronik rahatsızlığı olanları ayrı tuttuk.” dedi. Çınar, ülkemizde meydana
gelen depremlerde sadece enkaz kurtarması değil, tahliyeler, afet sonrası süreçler; kronik
rahatsızlığı olanlar, engelli vatandaşlar ve yaşlı bakıma muhtaç afetzedeler konusunda büyük
hassasiyetler gösterdiklerini ve Sağlık Bakanlığı olarak köy, mahalle ve el taramalarıyla
yerinde ziyaretlerle açıkta kalan kimse bırakmamaya gayret ettiklerini belirterek,
sempozyuma destek sağlayan kurumlara ve katılımcılara teşekkür ederek konuşmasını
sonlandırdı.
Biyolojik özellikleri gerontoloji ve geriatrinin bilimleriyle çözebiliriz ama sosyal ve
kültürel boyutuna da hitap edecek, genel bir anlayış içerisinde bütüncül yaklaşmamız
lazım.
Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan konuşmasına I. Uluslararası
Geriatri ve Gerontoloji Buluşmaları Sempozyumu’nu düzenleyen Malatya Turgut Özal
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Bentli başta olmak üzere, sempozyuma destek veren
kurum, kuruluş ve katılımcılara teşekkür ederek başladı.
Gürkan konuşmasında şunları söyledi: “Geriatri ve gerontoloji olarak konu bizim
dışımızda gibi gözükse bile bizzat belediyelerin içerisinde olan bir konu. Ben olaya bilimsel
boyutunun ötesinde sosyal, kültürel boyut itibariyle bakmak istiyorum. Tabii gerontoloji ve
geriatrinin Türkiye'de 1970 yıllarda gelişmesi ve bundan sonraki süreçlerde daha hızlı
planlama kapsamı içerisine alınmasının tabii ki arzu ediyoruz. Ancak ben hadiselere
yaklaşırken bütüncül yaklaşım ki doğrusu da bu olsa gerek diye düşünüyorum. Önce insanı
ele almamız lazım. İnsan biyolojik, sosyal, kültürel bir varlıktır. Biyolojik özellikleri
gerontoloji ve geriatrinin bilimleriyle çözebilirsiniz, ama sosyal boyutuna hitap edecek
kültürel boyutuna hitap edecek genel bir mantalite içerisinde bütüncül yaklaşmamız lazım.
Tabii ki biyolojik yaklaşımlarla ilgili bu bilimsel doğrudur. Ama sosyal ve kültürel
yaklaşımlarla da eğer toplumu sağlıklı oluşturmak istiyorsak, yaşlılarımızı sağlıklı bir yaşlılık
hayatını idame ettirmesini istiyorsak bunlara dikkat etmemiz gerekir diye düşünüyorum.
Dolayısıyla nasıl ki hukukta objektif kurallarla sadece yasa, anayasa verilen kararlar olursa
nasıl ki yönetimde fazlaca formal yaklaşımla yaklaştığın zaman yönetim kör topal olursa nasıl
ki sizin tıbbı bilimde hikayesini dinlemeden yani anamnezi yapmadan sadece tahlil,
laboratuvar, kan tahlili ve benzeri muayene türü işler yapmak nasıl ki yeterli olmazsa yaşlı
bakımda da gerontoloji ve geriatride bunlara dikkat etmemiz gerekir diyoruz. Yani biyolojik
varlığın yanında kültürel ve sosyal boyutu da düşünmemiz lazım. Dolayısıyla bilimsel
boyutunu sadece kültürel, sosyal boyutunu içermeden sadece bilimsel bir yaklaşımla bu işi
çözmemiz söz konusu olmaz. Subjektif kuralları dinlemeden sadece objektif değerlerle
yargıladığımız gibi veyahut da formal yönetim anlayışını sadece benimseyip informal
yaklaşımı esas tutmadığınız gibi burada sağlıklı bir toplum oluşturamayız. Eğer biz
toplumumuzun yaşlıların sağlıklı bir şekilde huzurlu bir şekilde yaşlılıklarını devam
ettirilmesini istiyorsak bunu bütüncül değerlendirmemiz lazım. İnsanın ihtiyaçları baktığı
zaman tabii ki fizyolojik ihtiyaçları var, güvenlik ihtiyacı var, ait olma ihtiyacı var, sevme
sevilme ihtiyacı var. Bir kere o sevme, sevilme ihtiyacı diye tabir ettiğimiz dördüncü
basamaktaki olgusu veyahut da beşinci basamaktan kendisini ifade etme olgusuna da sosyal
ve kültürel anlamda da bir çözüm bulmamız lazım. Öyle olmuş olsa biz huzurevlerini teşvik
ederek bu işi çözme cihetine gideriz. Oysaki biz huzurevlerini ziyaret ettiğimizde
huzurevindeki insanlarımızın yüzde doksanının üzerindekinin çok huzursuz olduğunu
görüyoruz. Adını huzurevine koymuşuz ama huzurevleri, huzursuzluğun kaynağı, psikolojik
huzursuzluğun kaynağı. Bir yaşlıyla fotoğraf çekmeye gittiğin zaman bütün yaşlılar sıraya
geçer. Burada doyum noktasında bir eksik var demektir. Yani bu manevi anlamdaki kişilerin
sevgi sevilme ihtiyacının tatmin noktasında sıkıntılar vardır. Çünkü insanı tanımadan insanın
bütün özelliklerini ve yaratılış esrarını öğrenmeden sadece somut boyutuna hitap edersen
yani beden boyutuna hitap edip ruh boyutuna hitap etmediğin zaman bu insanı huzurlu hâle
getiremeyiz. Dolayısıyla biz özellikle bu disiplinlerle ilgili ve disiplinlerle uğraşan
öğretmenlerimiz, öğretim üyelerimiz ve bilim adamlarımızla ilgili bu değerleri de
manzumelerinin içerisine katıp etki ve parametre olarak düşünmelerinde yarar görüyorum.
Aksi takdirde sadece biz beş yıldızlı yedi yıldızlı huzurevleri yaparız. Ama içinde
huzursuzların oluşturduğu bir kamp oluştururuz diye düşünüyorum. Reis Bey diye bir film
vardı sadece hukuk kurallarına göre ve yazılı metinlere göre insanı yargılarsanız o yargılama
sonundaki hüküm kör, topal ve sağır ve dilsizdir diye bir ifade vardı. Onun için subjektif
kuralların da göz önünde bulundurulması lazım beden sağlığının yanında ruh sağlığını da
esas alan parametreleri o disiplin içerisine entegre etmemiz gerekir.” dedi.
Selahattin Gürkan, “Tüm katılımcılara çok teşekkür ediyorum. Çalışmaların ve
sempozyumun başarılı olmasını temenni ediyorum. Turgut Özal Üniversitesi Rektörümüzün de
böyle bir konuya parmak basması hasebiyle de kendisine de müteşekkir olduğumu ve
belediyemiz çalışanları adına ve bütün Malatyalı hemşerilerim adına da teşekkürlerimi
sunuyorum. Sempozyumumuzun, yaşlılarımıza, yaşlı bakım hizmetlerimize ve bütün Malatyalı
hemşerilerimize ve Malatya Vali Turgut Özal Üniversitesi, İnönü Üniversitesi, Akdeniz
Üniversitesi, UNESCO Türkiye Milli Komünitesi, Londra Üniversitesi ve Akademik Geriatri
Derneğine de bu anlamda teşekkür ediyorum. Sempozyumun hayırlı olmasını temenni
ediyorum.” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Yaşlılarımız afetleri ilahi bir mesaj olarak algılayarak, teslimiyet içerisine giriyor.
I. Uluslararası Geriatri ve Gerontoloji Buluşmaları Sempozyumu’nun Malatya'da
düzenlenmesinden dolayı duyduğu memnuniyeti ifade ederek sözlerine başlayan Malatya
Valisi Sayın Hulusi Şahin, “Sempozyumun özel bir alt başlığı da var. Afet gerontolojisi. Biz
malum 6 Şubat merkezli depremlerin odağında yer alan bir iliz. Dolayısıyla bu sempozyumun
burada olmasının çok isabetli bir karar olduğunu düşünüyorum. Özellikle de tecrübeler hazır
taze iken buradan çok önemli sonuçlar çıkacaktır diye düşünüyorum. Çünkü depremin ilk
anından itibaren bizler şunu gördük ki kırılgan gruplar gerçekten o kaotik ortamda en fazla
etkilenen gruplar ve bunlarla ilgili hazırlıklı olma noktasında da eksiklerimiz olduğunu
gördük. Mesela örnek verecek olursak, büyük bir nüfusun gıda ihtiyacıyla o günlerde o zor
günlerde uğraşırken fenilketonüri hastalarının çölyak hastalarının gıda ihtiyaçları bir sorun
olarak karşımıza çıktı. Bununla ilgili bir hazırlığımız yoktu. Aynı şekilde barınma ihtiyacıyla
uğraşırken yine o günlerde otistik bireyi olan ailelerin özel sorunlarıyla karşılaştık ki
bunlarla ilgili de hazırlıklarımız yeterli değildi. Yine aynı şekilde bugünkü konumuz olan yaşlı
bakımında da biz o depremin ilk anlarında yaşlılarımızın farklı birtakım psikolojik
reaksiyonlar gösterdiğini gördük. Umarım bunlarla ilgili bir çalışma, bu sempozyum
içerisinde oluşur ve bunlar ilerideki planlara özellikle afet ve acil müdahale planlarına
girer.” dedi. Konuşmasında depremde şahit olduğu bir olayı da aktaran Şahin, “Şükrü
manada mesela şöyle bir örnek vereyim. Darende diye bir ilçemiz var Malatya'mızın. Burada
bir vatandaşımız vefat etti. O da ikinci depremde. Bu vatandaşımız yaşlı bir teyzemizdi.
Birinci depremden sonra binası hasar almıştı. Vatandaşlarımız gidiyorlar. Kendisini ısrarla
bu binanın sağlıklı olmadığını kendisini çıkarmaları gerektiğini söylüyorlar. Fakat o teyzemiz
hayır diyor. Ben evimden çıkmak istemiyorum öleceksem de evimde öleyim diyor. İşte bir saat
kadar sonra da ikinci deprem oluyor ve gerçekten orada vefat ediyor. Yine aynı şekilde ağır
hasarlı binalarda oturmaya devam etmekte ısrar eden yaşlılarımızla karşılaştık. Bir farklı
psikoloji içerisine girdiklerini gördük yani bu bir ilahi mesajdır. Artık benim ömrüm burada
tamamlandı gibi bir duyguya girip kendilerini teslim etmek gibi bir enteresan tavır içerisinde
olanlarla karşılaştık. Dolayısıyla bunu hocalarımız değerlendirecektir diye düşünüyorum.
Yani afet dönemindeki yaşlılarımızın psikolojik durumları bir tarafa tabii fizyolojik olarak o
günler zor günler. Onların ihtiyaçlarını görme anlamında da o dönemler sıkıntılı oluyor. İşte
çadırda kalması açısından problem oluyor. Konteynerlerin benzeri hizmetlerin yaşlılarımıza
yönelik olarak hazırlanması lazım. Dolayısıyla biz kendi penceremizden şunu görüyoruz ki
afet döneminde yaşlı bakımı ve diğer kırılgan grupların hizmetlerinin görülmesi afet öncesi
iyi planlanması ve afete müdahale eden grupların, ekiplerin de iyi bilgilendirilmesi gereken
bir husus” olduğunu, bunların bu sempozyumda detaylı bir şekilde değerlendirileceğini
düşündüğünü ifade etti.
Malatya Valisi Hulusi Şahin, sempozyumun gerçekleştirilmesine vesile olan Malatya
Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Bentli’ye, sempozyuma destek veren İnönü
Üniversitesine, geriatri ve gerontoloji hususunda büyük emekleri, katkıları olan kişi ve
kuruluşlara teşekkür ederek, sempozyumun hayırlara vesile olmasını diledi.
Malatya Turgut Özal Üniversitesi’nin 5-6 Haziran 2023 tarihleri arasında çevrimiçi
olarak düzenleyeceği ve iki gün sürecek olan I. Uluslararası Geriatri ve Gerontoloji
Buluşmaları Sempozyumu’nun ilk gününde 17 oturumda 33 konuşmacı sunumu yer aldı.
Sempozyumun 6 Haziran Salı ikinci gününde 19 oturumda 32 konuşmacı sunum
gerçekleştirecektir.
Haberle İlgili Diğer Fotoğraflar