“İNSANLARIMIZIN İNANÇLARINI HAFİFE ALDILAR”

Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit
A- A+ Paylaş

AK Parti Malatya Milletvekili Mustafa Şahin TBMM Genel kurulunda gündem dışı yaptığı konuşmada 28 Şubat mağdurları Zekeriya Şengöz, Fahri Memur ve Nurettin Kayan'ın iade-i itibarlarının devlet tarafından verilmesini istedi. 
Şahin "Bu mütedeyyin insanlarımız yapılan tüm bu baskılara rağmen ne yeraltına inmeyi düşündüler, ne illegal herhangi bir oluşuma meydan verdiler. Kanunsuz hiçbir eylem türüne sarılmadan vatanına, milletine, inancına sadık birer nesil yetiştirmek için hayatlarını bu uğurda dizayn etmeye çalışmaktalar. Çünkü bu insanlarımız inanmış olduğu değerler gereği kendi asil duruşlarına yakışanı yaptılar ve yapmaya da devam etmekteler. Geçen hafta denetimli serbestlik kapsamında hapishaneden çıkan Zekeriya Şengöz ve arkadaşları gerçekten daha önce af kapsamına alınması gibi gündeme gelen teklifleri ellerinin tersiyle iterek kesinlikle biz bu konuda suçlu değiliz, biz insanlarımıza, ülkemize hizmet için adanmış insanlar olmamıza rağmen mağdur edildik. Evet, halkımız tarafından kendilerine iade edilen itibarlarının devlet tarafından da mutlaka iade edilmesini beklemekteler. Gerçekten Malatya’mız bugüne kadar bu arkadaşlarımızın göstermiş oldukları o dik duruş sayesinde, yapmış oldukları güzel kültürel faaliyetler neticesinde gençlerimiz bugün sokaklarda hiçbir zaman için ne polisine ne devletine ne de insanlığa karşı zarar vermemektedirler" ifadelerini kullandı.
Milletvekili Mustafa Şahin "İnsanların inançlarına, yaşam tarzlarına müdahale edilmemesi için hak aramaları neticesinde hukuki olmayan müdahale türleriyle karşılaştık. Bir kesim ikna odalarında geleceğimizin teminatı olan sevgili gençlerimize yapılan psikolojik baskıları gerçekleştirirken diğer bir kesimde inançları gereği Üniversitelere Başörtüsüyle eğitimlerine devam etmek için yaptıkları demokratik hak arayışlarını ‘başörtüsü füruattır’ diyerek, insanlarımızın inançlarını hafife aldıklarını da gördük. Malatyamız düşünce, özgürlük ve insan hakları alanında mütedeyyin, muhafazakar insanları bu dönemde adını dahi koyamadıkları silahlı terör örgütü lideri olmakla suçlayarak özgürlükleri çalınan Zekeriya Şengöz, Fahri Memur ve Nurettin Kayan’ın ve yüzlerce insanımız, İstiklal Mahkemeleri’ni bile aratmayacak türden adil olmayan hukuk ve insanlık dışı zulümlerden sonra yerel mahkemenin beraat kararına rağmen dönemin Yargıtay 8.Dairesi'nin huzur kenti olan Malatya'mıza haddini bildirmek adına terör örgütü liderliği yaftasıyla mahkum edildiler.
O dönemde Malatya'mız da insanlarımızın demokratik hakkı olan inanç özgürlüklerine karşı yapılan bu zulme karşı dik durmuş ve demokratik çerçevede haklarını aramışlardır. Hiçbir zaman silahlı eylem, molotof, sapan ve bilye ile tanışmayan mütedeyyin yüzlerce insanımız şu an suça bulaşmamış olsalar da ilerde tehdit ve tehlike oluşturur ihtimaliyle özgürlükleri gasp edildi. Mütedeyyin insanlarımıza yapılan tüm bu baskılara rağmen ne yeraltına inmeyi düşündüler ne de yukarıda ifade ettiğim eylem türlerine sarıldılar. Malatyamız'da bir söz vardır. Devletle düşmanlık olmaz ne yaparsanız yapın, size geri döner.
Çünkü bu insanlarımız inanmış olduğu değerler gereği kendi asil duruşlarına yakışanı yaptılar ve yapmaya da devam etmekteler. Geçen hafta denetimli serbestlik kapsamında hapishaneden çıkan Zekeriya Şengöz ve arkadaşları af değil, Milletimizin verdiği iade-i itibarlarını devletinde vermesini istiyorlar. Tüm kamuoyu ve Malatya'mız iade-i itibar beklemektedir" ifadelerini kullandı.
Konuşmasında AK Parti iktidarları Malatya iline yapılan yatırımlardan da bahseden Milletvekili Mustafa Şahin konuşmasını şöyle sürdürdü:
"AK Parti Hükümetleri döneminde ülkemizde ve Malatya’mızda ekonomik, sosyal, eğitim, sağlık, ulaşım, turizm ve kültür alanında birbirinden değerli çalışmalar gerçekleştirilmiştir.
Doğu ile Batı arasında bir köprü vazifesi gören Malatya ilimizde devlet yatımlarından 2002’den bu yana 9 katrilyon civarında yatırım alarak bölgesinde her geçen gün cazibesini arttıran Büyükşehir olan bir ilimizdir. Türkiye’de ve Malatya’mızda bahsettiğimiz bu somut adımları atarken aynı zamanda insanımızın daha iyi koşullarda insanca yaşaması için temel hak ve özgürlükler, din ve vicdan hürriyeti, düşünce ve ifade özgürlüğü alanında yapmış olduğumuz çalışmalarla da dil, din, ırk, mezhep ayrımı yapmaksızın her kesimden insanımızı rahatlatacak sessiz devrimler gerçekleştirilmiştir. Temel hak ve özgürlükler konusunda şüpheci değil, insanına güvenen, kısıtlayıcı değil, özgürlükçü bir yaklaşımı ne mutlu ki hayata geçirdik. Bizler tüm bu çalışmaları yaparken uluslararası kuruluşlar istediği için değil, insanımız bu hak ve özgürlüklere layık olduğu için yapılmıştır. İşkence, gözaltında ölüm, kayıp, faili meçhul cinayetler gibi demokratik hukuk devletinde kabul edilemez uygulamaların üstüne ciddiyetle gidilerek şeffaflık sağlanmıştır. Yapılan tüm bu çalışmalarla devlet ile millet arasındaki gönül köprüsünü ve kaynaşmayı güçlendirecek hak arama bilincini yaygınlaştırdık.
Özgürlükler demokrasinin özünü ve temelini oluşturur. Bizden önceki hükümetler, bu ülkede temel hak ve özgürlükler, din ve vicdan hürriyeti, düşünce ve ifade özgürlüğü gibi alanlarda insanlarımızı kamplaştırıp, ayrıştıran, herkesin birbirinden şüphe edecek bir duruma getiren, insan hakları ve özgürlükler adına hiç de yakışmayacak nahoş, bir o kadar da çirkin uygulamaların yapıldığını biliyoruz.“

Reklam

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.