Malatya Barosu Başkanı Av. Enver Han, Cumhurbaşkanlığı başta olmak üzere ilgili bakanlıklara gönderdiği dilekçede avukatlar ve yargıya ilişkin taleplerde bulundu.
Korona virüs salgını nedeniyle adli ve idari yargıdaki dava, icra, şikayet, itiraz ve bildirim sürelerinin tedbirler kapsamında 15 Haziran’a kadar uzatıldığını belirten Baro Başkanı Enver Han, Cumhurbaşkanlığı ile Adalet Bakanlığı, HSK ile TBB'ye talep ve önerilerini içeren dilekçe gönderdiklerini söyledi.
Başkan Han, alınan tedbirleri sekteye uğratmadan ve zarar vermeden adli ve idari yargıdaki bir takım iş ve işlemlerin de yapılabileceğini ve yapılması gerektiğini önerdiklerini ifade ederek, “ İcra takibi ve işlemlerinde icra dairelerine gidilmeden, UYAP üzerinden yapılabilecek her türlü işlem serbest olmalı veya başka bir deyişle fiili haciz ve satış işlemleri dışındaki işlemler yapılabilmelidir. Böylece alacaklı aleyhine haksız mal kaçırma eylemlerine engel olunacak ve ileride açılacak yüzlerce tasarrufun iptali davasının önü alınarak yargı muhtemel ve gereksiz bir iş yığılmasından kurtarılacaktır” dedi.
Bu kapsamda, UYAP üzerinden avukatların yapabileceği işlem ve sorgulamalara dair kısıtlamaların kaldırılması gerektiğini ifade eden Han, “Örneğin kaydi hacizlerin avukatlarca yapılabilmesi mümkün hale gelebilir. İcra dosyalarına yatan paralar, alacaklılara varsa vekillerine bazı icra müdürlüklerince ödenirken, azımsanmayacak sayıda icra müdürlüğü ise bu dönemde ödeme yapmamaktadır. Türkiye genelinde tüm icra müdürlüklerinin icra dosyalarında tahsil edilen paraları alacaklıya varsa vekiline ödemesi sağlanmalıdır. Aksi uygulama, hem alacaklı tarafın ve hem de borçlu tarafın aleyhine olmaktadır. İcra dosyalarında banka mevduatları üzerine önceden haciz konulmuş olmasına rağmen icra iş ve işlemleri durduktan sonra bu mevduattaki hacizli paranın icra dosyasına tevdii sağlanamamaktadır. Bu durumdaki mevduat hesaplarındaki hacizli paraların ilgili icra dosyalarına aktarımına imkan sağlanmalıdır. Yine aksi uygulama, hem alacaklı tarafın ve hem de borçlu tarafın aleyhine olmaktadır” ifadelerine yer verdi.
Mahkeme işlemlerine ve duruşmalara ilişkinde önerilerde bulunduklarını kaydeden Başkan Han, dilekçesinde şu ifadelere yer verdi:
“Mahkemelerin duruşmalarını, SEGBİS üzerinden, avukatların ve tarafların online katılımı ile yapabilmeleri sağlanmalıdır. Bugüne kadar, UYAP’ın sağladığı imkanlardan yararlanılmamış olması bir eksikliktir. Elbette bu uygulama olağanüstü dönemlere has olmalı, kalıcı olmamalıdır. Alternatif olarak marketlerdeki sosyal mesafe kurallarının ve tedbirlerinin, duruşma salonları için de uygulanması imkanı üzerinde durulmalıdır. Mahkemelerde duruşma saatlerini dosyaların durumuna göre 10-15 dakika ara ile verebilir ve duruşma salonlarında taraf harici en fazla iki vekil bulunması sağlanabilir. Yine bu dönemde tanıklı duruşmalar yapılmayabilir. Duruşması olan mahkemeler bir gün önceden duruşma listesini ve duruşmalarda hazır olması gerekenlerin listesini adliyenin girişindeki güvenlik birimine teslim etmek suretiyle o gün adliyeye kimlerin girmesi gerektiği de kontrol edilebilir. Yine adliyeye girecek şahıslar duruşma saatlerine göre adliyeye peyderpey alınabilirler. Özellikle tüm delilleri toplanıp, tekemmül etmiş olan ve karar aşamasına gelmiş bulunan dosyalarla ilgili olarak her halükarda ivedilikle karar verilmesi sağlanmalıdır. UYAP üzerinden mahkeme personelinin yapabildiği birtakım işlemlerin avukatlar aracılığıyla yapılabilmesine imkan sağlanabilir.
Yaşadığımız bu süreçte bazı mahkeme kalemlerinde ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır. Bazı kalem personeli bu süreci hiçbir işlem yapmadan ve kimse ile muhatap olmadan geçireceklermiş gibi algılamakta ve hiçbir işlem yapmamaktadırlar. Bu durum iş ve işlemlerin aksamasına ve yığılmasına sebebiyet vermektedir. Tüm mahkemelerde kalem personelinin sayısı nöbet usulü ile azaltılarak (çünkü çoğu kalem birimi fiziksel olarak dardır) ve izole edilmiş şekilde çalıştırılmalı ama bu şartlarda da mutlaka iş üretmelidirler. Nöbetçi Hakim uygulaması yerine, her hakim bulunduğu yerden online olarak yargılama işlemlerine katılabilmeli ve bir süredir pek çok sektörde uygulanan evden çalışma yöntemi bir süre yargıda da gündeme gelmelidir. (Ki bunu kendi insiyatifiyle uygulayan hakim ve savcılarımız da bulunmaktadır.) Zira bu süre zarfında görülmüştür ki nöbetçi hakimler, kendi mahkeme ve dosyalarının dışında karar vermekte tereddüt etmekte veya deneyimi olmadığı alanlarda isabetsiz karar verebilmektedirler. Bu da işlerin aksamasına ve yığılmasına sebebiyet vermektedir. Uzun zamandır gündemde olduğu üzere tüm dava ve diğer işlerinin ancak avukatla yapılması mümkün olabilmeli, -ki bu durum yargı birimlerindeki insan sirkülasyonunun ciddi oranda azalmasını sağlayacaktır- bunun için hukuki himaye sigortası ivedilikle devreye sokulmalıdır. Temyiz ve istinafta incelemede olan dosyaların incelemesinin bu süre içinde bitirilmesi hedeflenmeli, bu şekilde Yargıtay ve Danıştay ile Bölge Adliye Mahkemeleri ve Bölge İdare Mahkemeleri’nde salgın sonrası oluşabilecek büyük yığılmanın önüne geçilmelidir. Adli makamlara giriş çıkışın asgariye indirilmesi bakımından Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruların da UYAP üzerinden yapılabilmesi sağlanmalıdır.”
Sürelerle ve duruşmalarla ilgili erteleme ve icra takiplerinin durdurulması neticesinde yargının adeta durduğunu belirten Han, “Halbuki, her türlü tedbir ve kısıtlamaya rağmen hayat devam etmekte ve ihtilaflar bitmemektedir. Şubatın sonundan başlayarak günümüze kadar devam eden ve bir müddet daha devam edeceği anlaşılan yargıdaki ertelemelerin ardından bir de Adli Tatil’in başlayacak olması kaygı vericidir” dedi. Bu endişenin ortadan kaldırılması ve adli tatilin ayrıca bir durmaya yol açmaması için, bu yıla mahsus olmak üzere adli tatilde tüm hakim ve savcıların izinleri kaldırılması gerektiğini belirten Han, “Tayinler durdurulmalıdır. Sosyal medyada bir kısım hakim ve savcılarımızın adli tatilin olmasını istedikleri ve yıllık izinlerini kullanmak talebinde olduklarını belirtmelerini isabetsiz buluyoruz. Başta sağlık çalışanları olmak üzere bazı meslek gruplarının fedakarca çalışmalarıyla temayüz ettiği bu dönemde, yargı mensupları da üzerlerine düşen fedakarlığı yapmalıdırlar. Alternatif olarak, 15 Haziran’dan sonra adli tatil ve çıkarılacak kararname ile tayinlerden dolayı işlemlerin tekrar aksamaması için bu yıla özgü olarak adli tatil 15 Mayıs ile 15 Haziran tarihleri arasına alınabilir ve adli tatildeki işlemler şimdiki sistemle yürütülebilir. İkinci olarak hakim ve savcı tayin kararnamesi bu aşamada çıkarılarak yer değişmelerin bu boşlukta yapılması sağlanmış olur. Bir diğer alternatif olarak, bu seneye mahsus olmak üzere adli tatil süresi kısaltılarak 1-15 Ağustos veya 16-31 Ağustos dönemlerinden biri tercih edilerek adli tatil süresi 15 güne indirilebilir” dedi.
Duruşmaların önemli bir kısmının şimdiden mahkemeleri tarafından Eylül ayının sonuna ertelenmesi gerektiğini de belirten Han, İvedi biçimde 2020 yılı adli tatiline ilişkin uygulamanın ne olacağı açıklanarak yargının tüm unsurları açısından bu konudaki belirsizliğin ortadan kaldırılmasını istedi.
Avukat ve stajyer avukatlara yönelik ekonomik tedbirlere ilişkin de önerilerde bulunan Han, “En azından bu seneye mahsus olmak üzere stajyer avukatlara belirli bir ücret devlet tarafından ödenmelidir. 5 yıla kadar kıdemi bulunan bağımsız çalışan avukatlara, en az 6 ay süreyle asgari geçim ücreti, kira ve varsa personel giderleri ödenmelidir. Salgın nedeniyle iş sözleşmesi sona eren, işsizlik ödeneği kriterlerini taşımayan işgören avukatlara ve stajının ikinci 6 aylık dönemindeki stajyer avukatlara en az 6 ay süreyle asgari geçim ücreti ödemesi yapılmalıdır. Zor durumda bulunan tüm avukatlara 1 yıl geri ödemesiz ve faizsiz kredi verilmelidir. Bu süreçte bankaların 3 ayı geri ödemesiz, düşük faizli kredi verecekleri açıklanmış ise de, bankaların güçlük çıkarttıkları ve kredi vermemek için direndikleri görülmektedir. Bu direnci aşmanın yolu TBB nezdinde, Esnaf Kefalet Kooperatifi benzeri bir birim oluşturarak (Avukat Kefalet Kooperatifi) Halkbank adına düşük faizli, bir müddet ödemesiz, uzun vadeli kredi verme imkanı sağlanabilir. Teminat bizzat kurumun kendisi ve müteselsil kefiller olduğu için ayrıca ipotek de istenmeyen bu sistemin daha esnek olduğu, bankaların kredi vermeyeceği kişilere de destek sağlayabileceği düşünülerek bu sistem bir an önce kurulmalıdır. Avukatların ve avukat ortaklıklarının banka, SGK, vergi borçlarının tahsilinin en az 1 yıl süreyle durdurulmasına yönelik yasal ve idari tedbirlerin alınması için ilgili Bakanlıklar ve TBMM nezdinde girişimlerde bulunulmalıdır. Yukarıdaki talep ve önerilerimizi bilgi ve takdirinize arz eder, salgın musibetinin tüm vatandaşlarımız gibi avukatlarımız ve yargı mensuplarımız tarafından da olabilecek en az zararla atlatılabilmesi için ilgi ve desteğinizi bekleriz” ifadelerine yer verdi