Malatya Barosu Kadın Hakları Komisyonu, tarafından 25 Kasım Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü nedeniyle yapılan açıklamada, “İsrail’in Gazze’de devam eden, kadın çocuk ayırmadan yapmış olduğu katliamlarla yaşıyoruz. Savaştan kaçmaya çalışan binlerce kadın ve çocuk insan onuru ile uymayacak yaşam şartlarında hayatta kalma mücadelesi veriyorlar” denildi.
Malatya Barosu kadın Hakları Komisyonu tarafından yapılan açıklamada, 25 Kasım Kadınlara Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nün sadece şiddete karşı mücadelenin değil, kadın olarak tüm alanlarda verilen mücadelenin ve direnişin günü olduğu belirtildi.
Dünyanın birçok ülkesinde ve Türkiye'de kadına yönelik şiddetin her geçen gün arttığının dile getirildiği açıklamada, “Kadınların bedeni, kimliği ve emeği üzerindeki baskılar yoğunlaşmaktadır. 2023 yılında sanatın, teknolojinin, tıbbın gelişmelerini konuşuyor olmamız gerekirken halen devam eden savaşlar, işgaller ve ambargolar nedeniyle yaşanan vahşete tanıklık ediyoruz. Bunun en vahim örneğini İsrail’in Gazze’de devam eden, kadın çocuk ayırmadan yapmış olduğu katliamlarla yaşıyoruz. Savaştan kaçmaya çalışan binlerce kadın ve çocuk insan onuru ile özdeşleşmeyecek yaşam koşullarında hayatta kalma mücadelesi veriyorlar. Devletlerin ve iktidarların siyasi hırsları ve mülkiyet iddiaları yine kadınlar ve çocukların yaşam hakkının önüne geçiyor” ifadelere yer verildi.
Malatya’nın da arasında bulunduğu 11 ilde 6 Şubat depreminin yaralarının sarılmaya başlanıldığı bugünlerde kadınların nafaka haklarının ellerinden alınmaya çalışılmasının da büyük bir hata olduğunun ifade edildiği açıklamada şu görüşlere yer verildi:
“Nafaka miktarlarının yoksulluk sınırı altında belirleniyor olması, nafaka yükümlüsünün nafaka ödememek için gelir azaltmak amacıyla mal varlığını gizlemesi, nafaka tahsilatlarının yapılamaması, yükümlülük ihlalinde etkin cezai müeyyidelerin olmamasının konuşulması gerekirken nafakanın süresinin gündemde olması kabul edilemez. Bilinmelidir ki mevcut yasalar yetersizken yeni yasal düzenleme ile mağdur edilmiş kadınlar aleyhine hükümler getirmeye çalışılması kutsal aile kavramına zarar vermektedir. Cumhuriyetimizin 100.yılında vurgulamak isteriz ki nice mücadeleler sonucunda kazanılmış olan haklarımızın kaybına müsaade etmeyeceğiz. Haklarımızın kaybına yol açacak her türlü girişimin karşısındayız. Kadın kazanımlarının kaybına yol açacak her türlü söylem ve yasal düzenlemelerin kadınların yaşam haklarına saldırı oluşturduğu açıktır. Malatya Barosu Kadın Hakları Komisyonu olarak kadın haklarının temel insan hakkı olduğunu bir kez daha hatırlatıyor; kadına yönelik her türlü şiddet ve ayrımcılık sonlanıncaya kadar mücadelemizi sürdüreceğimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz.”