İnönü Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından ‘100. Yılında Malatya Basını’ başlıklı panel düzenlendi. Panele Malatya’nın duayen gazetecileri ve sektörde yıllardır aktif bir şekilde çalışan gazeteciler konuşmacı olarak katıldı.
Turgut Özal Kongre ve Kültür merkezinde gerçekleştirilen panele İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Abdulkadir Baharçiçek, İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Yatkın, akademik personeller, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.
Programın açılış konuşmasını yapan İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay, Cumhuriyetin 100. yılında hemen her alanın yeniden değerlendirip gözden geçirildiğini söyleyerek, “Bu alanlardan biri de Cumhuriyetimiz ile yaşıt olan Malatya basını oldu. Malatya 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) açılıp Milli Mücadeleyi yönetmeye başladıktan 40 gün sonra 31 Mayıs 1920’de il oldu. Yani 103 yıl önce Malatya il oldu. Selçuklu döneminde Malatya çok önemli bir şehirdi, Osmanlı döneminde ise Malatya bir ara şehirdi. Malatya’nın il olması ile aşağı yukarı Cumhuriyetimizin 100 yılı da aynı dönemlere rast geliyor. Dolayısıyla Malatya’da 100 yıllık birikim sadece Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100 yıllık birikimi değil aynı zamanda Malatya’nın il olmasının da aşağı yukarı 100 yıllık birikimini bize her alanda gösteriyor. Biz üniversite olarak şehrimizin birikimlerini sizlerin kıymetli katkıları ile bir araya getirip gündeme yeniden taşıyıp bilim insanlarının, hocalarımızın derinlemesine incelemesi ile şehrimize inşallah bunları bilgi olarak kalıcı eserler olarak da sunacağız” şeklinde konuştu.
Panelin ilk oturumuna başkanlık yapan İnönü Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Abdulkadir Baharçiçek, ilk konuşmayı Araştırmacı Yazar Nezir Kızılkaya’ya vererek oturumu başlattı.
Panelin ilk oturumunda konuşan ve Malatya’da gazeteciliğin tarihi hakkında bilgi veren Araştırmacı Yazar Nezir Kızılkaya, “Malatya’da ilk gazete yayını 19 Ekim 1923 yılında, Osmanlıca harflerle basılan Malatya gazetesi ile başladı. Malatya’nın ilk gazetecisi Şevki Bey’dir. Sonradan Sözen soyadı alarak Şevki Sözen oldu. Gazetecilerin ilk örgütlenmesi 1962 yılında gerçekleşti. Güneş gazetesi, Gayret, Malatya Posta gazetesi, Halk Postası, Yeni haber, Ufuk, Bozkurt, Malatya’nın sesi ve Sebat gazetesinin girişimleriyle Malatya Gazeteciler Derneği kuruldu” ifadelerini kullandı.
Gazetecilikte ideolojinin, dil ve ırkın yeri olmadığını söyleyen Malatya Gazeteciler ve Televizyoncular Cemiyeti Başkan Vekili Umut Bozkurtoğlu ise gazUmutiliğin halktan yana olmak zorunda olduğunu ifade ederek, "Çünkü 1960 anayasasında biz kamu görevi yapıyoruz. İnternet gazeteciliğine en çok direnen kişilerden biriydim. 33 yıldır bu sektöre emek verdim ve vermeye de devam ediyorum. Hala da çok eksiğimin olduğunu düşünüyorum. Hele de şu an internet formatıyla değişen gazeteciliğe yetişmekte çok güçlük çekiyorum. Geldiğimiz noktada maalesef internete yenik düştük. Bundan sonra yapılacak olan dijital gazeteciliği basın ilan kurumu açmış durumda. Yavaş yavaş gazetelerin kapanacağını, internete dönüşeceğini gösteriyor. Haber yazmak, kitaplarda okumak gazetecilik yaptığımız anlamına gelmiyor. Okulda gördüklerinizle saha indiğinizde bambaşka bir dünya ile karşılaşıyorsunuz. Gazetecilik okuyan arkadaşların sahaya öğrenciliklerinden itibaren çıkabilmelerini arzu ederim. Gazeteciliğin deprem zamanı enkaz altında kaldığını düşünmüyorum. Depremin ilk gününden itibaren Malatya’da kalanlar ve gidenlerin iletişim köprüsü tamamen gazetelerdi ve gazetelerin internet siteleriydi. İnternet gazeteciliği burada önemli bir yer tuttu. Gazeteler çok ciddi bir görev yaptı ve hala yapmaya da devam ediyor. Çok zor bir süreç geçirdik ama gazeteler çok iyi bir sınavdan geçti” ifadelerine yer verdi.
Panelin ikinci oturumunun başkanlığını İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Yatkın yaptı.
İkinci oturumda ilk konuşmayı yapan Yeni Malatya Gazetesi Muhabiri Ebubekir Atilla, “Geleneksel medya teknolojinin gelişmesiyle birlikte evrilme sürecine girdi. İnternetin hayatımıza girmesi ve teknolojinin gelişmesiyle birlikte medya sektörü artık hız odaklı bir yapıya döndü. Medyanın bu yeni haline Gazeteci adaylarının kendilerini hazırlaması gerekiyor. Yeni nesil medyaya kendilerini hazırlayan Gazeteciler olarak mezun olduğunuzda talep edilen kişi olursunuz." dedi.
İkinci oturumda konuşan Malatya Sonsöz gazetesi muhabirlerinden Mücahit Özendi'de, her gazetenin aslında bir fabrika olduğunu belirterek, “Genel olarak etik kavramı doğru olan, asıl olan olarak bahsedilir. Etik konusunda üniversite aldığımız eğitimle, kurumda yapılan haber aynı olmuyor. Her gazete aslında bir fabrikadır. Fikir üretim fabrikası derler. Bu fabrikaya hem kamu adına görev yaparak hem de kamu adına görünmeyeni görerek insanlara aktarma görevini üstleniyoruz. Bizim etik kaygımızı yönlendiren en büyük kaygı ekonomik kaygı oldu. Yerel medyada ulusal medyaya göre etik kaygısı farklı olabilir." iradelerine yer verdi.
Malatya Nethaber gazetesi yazarlarından Abdullah Ergün ise, “1970-80’lı yıllarda Malatyasporu’n maçına giden taraftarlar, Malatya milletvekillerinin isimlerini bilmezken, Malatyaspor kadrosunda bulunan bütün futbolcuların isimlerini ezbere sayabiliyorlardı. Böyle bir jenerasyondan gelen biri olarak sektörün şu anda tıklanma sorunu olduğunu görüyorum. Ne kadar çok tıklanma olursa daha iyi yere geldiklerini düşünüyorlar. Eğer bugün Yeni Malatyaspor süper ligde zirveyi oynamış olsaydı, sizin de tıklanma sorununuz olmazdı. Malatyaspor’un haberlerinin olduğu yerel medyada olmazdı." diye konuştu.
6 Şubat tarihli depremlerin ardından konteynerde gazetecilik yapmanın çok zor bir hal aldığını kaydeden Malatya Söz gazetesi muhabirlerinde Ferdi Durdu ise şunları söyledi:
“Kendinizi ne kadar yerel internet sitelerinde nasıl geliştirebilirim diye odaklamayın. Ben yerelde çalışırım ama ulusal basında nasıl görev alırım, diye odaklanmanız gerekiyor. Aslında ulusalda çalışmaya başlayınca gazeteciliği tam anlamıyla yapmaya başlıyorsunuz. Yerelin tozunu yutmak önemli çünkü birçok imkansızlık dahilinde bu gazeteler çıkıyor. Bu sayfalar çok kolay bir şekilde size ulaşmıyor. 6 Şubat depremlerinin ardından konteynerde gazetecilik yapmak çok daha zor bir hal aldı. Çünkü yeterli ekipman yok, yeterli ekip yok."
Gazetecilik mesleğinin temelinin bu işi sevmek olduğunu söyleyen Malatya Busabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sinem Hatun Davut, gazeteciliğin bu işe gönül verenlerin yaptığı bir iş olduğunu ifade ederek, “6 Şubat depremlerinde gazeteciliğin en iyi şekilde yapılması gereken bir gündü. Çünkü gazetecilik bu işe gönül verenlerin yaptığı bir iştir. Bu şehre vefa borcumuz var, en ufak zorluklarda böylesi durumlarda gazeteci gitmemeli ve işinin başında olmalı. Zor zamanınızda kimler sizin yanınızdaysa onlar sizin için kıymetli oluyor. Ulusal basına baktığımızda herkesin yakından tanıdığı gazeteci Fulya Öztürk var. Neden çok popüler çünkü savaş dinlemiyor, deprem dinlemiyor ve tüm zor bölgelere gidiyor. Yani gazetecinin cesur olması gerekiyor, korkusuz olması gerekiyor ve kalemine güvenmesi gerekiyor. Bu şekilde ilerlerseniz başarısız olma ihtimaliniz yok. Bu meslek her gün kendinize bir şeyler katmanız gereken bir meslektir. Bu mesleği yapabilmenizin temeli bu mesleği sevmekle başlıyor.” diye konuştu.
Malatya’da ilk gazete yayımı 19 Ekim 1923 tarihinde Osmanlıca harflerle basılan, “Malatya” gazetesi ile başlamış, takip eden 100 yılda 300’ün üzerinde gazete ve dergi yayımlandı. Malatyalılar, 19 Ekim 1923 tarihinden itibaren ve bugüne kadar hiç kesintiye uğramadan, basın aracılığı ile günümüze kadar geldi.