AK Parti Malatya Milletvekili Mücahit Fındıklı, Türkiye'nin büyük bir tecrübe yaşadığını kaydederek, "Türkiye'nin gerçekten millet iradesine dayanan bir tek patronu, bir tek Başbakanı var. Başka bir güç yok. Milletin üzerinde başka bir egemenlik yok" dedi.
DSİ sosyal tesislerinde gazetecilerle bir araya gelen Fındıklı, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Türkiye'de ciddi anlamda kayıt dışı siyaset ve kayıt dışı ekonominin büyük tehlike olduğunu ifade eden Fındıklı, "Bunların hepsinin görünür ve şeffaf olması lazım. Bir ülkede kayıt dışında ekonomi varsa, o ülkenin ekonomisini canlandırıp, büyütemezsiniz. Bir ülkede din merdiven altına inmişse, toplum açısından şeffaflığı kaybolmuş demektir. Bir bakarsınız ki, bunlar belirli alanlara sapmış ve operasyonların içerisinde kullanılabilir olurlar. Paralel yapıyla yaşadığımız hadise bir cemaat niteliğindeydi. Ticaret Odası ve daha önce de baro seçimlerinde bir iddiayla ortaya çıktılar. 'Malatya'nın Ticaret Odasını, Barosunu, siyasetini ve eğitimini biz yöneteceğiz' gibi bir yapı içerisine girdiler. Bunda hiçbir mahsur yok. Biz Başbakanımız'la birlikte yeni Türkiye'nin kurulması için çalışıyoruz. Yeni bir anayasa yapmak için çalışıyoruz. Barış ve kardeşlik projesini koyduk ve yürütüyoruz. Biz bunu gayet şeffaflık içerisinde yapıyoruz. Bizim bütün politikalarımız belli. Dolayısıyla bunda bir problem yok. Bir insanın, 'Türkiye'nin geleceği ile ilgili ideallerim var. Ve ben Türkiye'nin yönetimine talibim' demesi kadar tabi bir şey yok. Partinizi kurup, tüzüğünüzü hazırlarsınız, programlarınızı ortaya koyarsınız ve yürürsünüz. Siz şeffaflığınızı ortaya koyarsınız, insanlarımız da oyunu verir ya da vermez. Ama siz bir taraftan 'Benim bu işlerle hiçbir alakam yok' diyeceksiniz, bir taraftan da Türkiye'nin en önemli konularında operasyon birimlerinin içerisinde bulunacaksınız. Buna hiçbir devlet müsaade etmez, biz de müsaade etmeyiz" diye konuştu.
HZ. SÜLEYMAN İLE KANADI KIRIK KUŞUN İBRETLİK HİKAYESİNİ ÖRNEK VERDİ
Fındıklı, AK Parti'ye karşı, "AK Parti 10 senedir iktidarda, bunlara da bu fırsatı siz vermediniz mi?" diye yapılan eleştirilere karşı, Hz. Süleyman ile kanadı kırık kuşun ibretlik hikayesini anlattı.
"Biz bu hareketi bir gönül hareketi olarak biliyorduk" diyen Fındıklı, şunları söyledi: "Bu dibine ve çirkefliğine kadar ahlaksız bir siyasetin içerisine gömüldü ve battı. Artık üzerinde derviş gömleği yoktur. Bundan sonra ya çıkıp, doğru düzgün bir siyasetle muhalefetteki yerini alacak ya da kendisini yeni baştan gözden geçirecek. O halis hali toplumun gözünde bitmiştir. O merhamet ve tavizi asla bir daha bulamayacak. Dolayısıyla böyle bir hikaye yaşadık. Son yaşadığımız hadiseler aslında; tetik başkasının elinde, kurşun başka bir marka ama mavzer yerli bir mavzerdi. Dolayısıyla mavzer olarak kullanılmıştır. Onları kullanan ve onların işbirliği yaptığı herkes şuanda gördü ki, Türkiye'nin gerçekten millet iradesine dayanan bir tek patronu, bir tek Başbakanı var. Başka bir güç yok. Milletin üzerinde başka bir egemenlik yok. Ve onlarla işbirliği yapanların tamamı, onların da bütün şifreleriyle Başbakan'ın önüne gelip, hem onları şikayet edecekler hem de yeniden diyalog kurmanın yollarını arayacaklar. Bence Türkiye büyük bir tecrübe yaşadı."
"AHMET ÇAKIR BAŞKAN BEDELİNİ ÖDER"
Milletvekili Fındıklı, "Paralel yapı kapsamında Malatya Belediyesi içerisinde oluşan kadrolaşmada temizlik yapılacak mı?" sorusuna, "Siz milletten yetkiyi aldıysanız ve milletin gözünün önünde bu kavga yaşandıysa, yüce Türk milleti, 76 milyon insan sizin arkanızda 'Arkadaşlar bunlar yanlış' diyerek, milletimiz bu kavgada AK Parti ve Başbakan'ın yanında durmuştur. Biz bunun gereğini yapmazsak, milletimiz bizden hesap sorar. Kim suça iştirak etmişse, kim ne yapmışsa, adaletin önüne çıkacak, yaptığı kadarının karşılığını mutlaka görecek. Ahmet Çakır Başkan oy toplamaya çıkmışsa, AK Parti'nin tamamı oy toplamaya çıkmışsa, oradaki bazıları da 'Bunların hepsi hırsız, namussuz. Bunlara oy vermeyin' diyorsa, bunları da Ahmet Çakır Başkanımız tekrar sarıp, kucaklayacaksa, Ahmet Çakır Başkan bunun bedelini öder. Millet tarafından bedelini öder. Parti içerisinde zaten bir sorgulama olur da, ama millet bunun bedelini ödetir. Milletimiz 'Ufak tefek ferdi hatalar olabilir. Yanlışlıklar da olabilir. Ama ben oyunu sana veriyorum. Sen hiç merak etme ben bunlara inanmıyorum. Bunlar Türkiye'de yeniden vesayet sistemini getirmek istiyorlar. Türkiye'de bir takım darbeleri hazırlayacak zeminler hazırlıyorlar. Sana karşı bir darbe yapıyorlar. Milletin iradesinin üzerinde bir irade kurmaya çalışıyorlar. Sen hiç korkma ve dik dur. Sen Hz. Hüseyin ol ben senin yanındayım' diyor. Millet bunu söyledi. Dolayısıyla AK Parti'nin bütün kadrolarının Hz. Hüseyin gibi dimdik durması lazım" cevabını verdi.
"BUNLARIN HESABINI VERECEKLER"
Olaylara karışanların ve yalan yanlış tapeler düzenleyenlerin adalet karşısında hesap vereceğini kaydeden Fındıklı, "Hiçbir olaya karışmamış, bu ekibin, paralel yapının içerisinde yer almış ama bu süreç içerisinde kafası karışmış ve çok üzülen 'Bu çok yanlış oldu' deyip, gözyaşlarıyla bize derdini anlatan birçok insan var. İki araya sıkışmış insanlar da var. Samimi ve ihlas içerisinde 'Biz burayı hizmet diye biliyorduk. Ben zekatımı bunlara veriyordum. Eski verdiğim zekatları yeniden mi hesap edip, tekrar mı vermem lazım?' diye endişeye kapılanlar bile var. Dolayısıyla tabandaki o saf, olaylara karışmamış ve bu olaylarla birlikte masumiyetini koruyan arkadaşlarımıza söyleyecek sözümüz yok. Ama burada imam mı, müezzin mi, kimin olduğu belli olmayan böyle insanların hakkında yalan yanlış tapeler düzenleyen, Arapgir'de bir kaset çıkarma, biz gazeteye, 'Mücahit Fındıklı'nın ne ile beraber olduğunun' haberini buradan oraya gönderme ahlaksız işlerdir. Bunları yapanlar, hesabını verecek. Hem hukuk önünde verecek hem de siyaset yapıyorsa, siyaset önünde verecek. Ben konuşmalarımda çok açıkça söyledim; bu alçaklığı kim yaptıysa çıksın. Buradan birileri onu servis yaptı. 'Hangi alçak bunu yaptıysa, karşıma çıksın' dedim, kimseden ses çıkmıyor. Türkiye bu korkularla yaşayamaz. Birisi ağaca çıksa, evimizin yatak odasını gözetlese ne yaparsınız? Bunun ne farkı var? O ağaca çıkıp, birinin evini gözetleyen adam ne kadar sapıksa, bu işleri yapan adam da o kadar sapıktır. Olaya bir kere böyle bakmak gerekiyor. Yapanın suçlu, suçsuz olduğu ayrı bir mesele. Ama bu fiili işleyen sapığın kendisidir. Mesele sizin mahreminizin saldırı altında olmasıdır. Sizin bir şey yapıp yapmamanız önemli değil. Onun fiili önemli. Eskiden çocukları öcülerle korkuturduk, şimdi koca koca adamları paralelcilerle korkutmaya başladık. Yok böyle bir şey. Bu ahlaksızlık ve sapıklıktır" ifadelerini kullandı.