Malatya Turgut Özal Üniversitesi (MTÜ) Rektörü Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, bilimin üretime ve toplum yararına dönüşmesi vizyonu kapsamında, kayısı çekirdeğinin Tarım ve Orman Bakanlığının bitki listesine pozitif ürün olarak alınması konusunda Ocak 2019’dan itibaren yürütülen başvurunun olumlu sonuçlandığını belirtti.
Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, 10 yılı aşkın süreden beri kayısı çekirdeğinin sağlığa katkıları ve olumlu sonuçları üzerinde bilimsel ve akademik çalışma yürüttüğünü, bu kapsamda kayısı çekirdeği gıda eksterisi üretimini de gerçekleştirdiğini belirtti. Tarım ve Orman Bakanlığının bitki listesinde kayısı çekirdeğinin daha önce pozitif olarak yer almadığını ifade eden Karabulut, "Bunun anlamı şuydu. Yasal olarak kayısı çekirdeği hiçbir gıda endüstrisinde ve ilaç sanayisinde kullanılamazdı. Bilimin üretime ve toplum yararına dönüşmesi vizyonu kapsamında hareket eden Malatya Turgut Özal Üniversitesi olarak ilk başvurumuzu 17 Ocak 2019 tarihinde yaparak konunun takipçisi olduk. Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü tarafından 'Kayısı çekirdeğinin bütün, çekilmiş, öğütülmüş, kırılmış, dilimlenmiş veya ekstresi / ekstraktı hazırlanmış kayısı çekirdeklerinden oluşan ürünlerde hidrosiyanik asit (siyanojenik glikozitlerin hidrolizi ile açığa çıkacak hidrosiyanik asit de dahil miktarının 20.0 mg/kg’ı aşmaması koşulu ile bitki listesine pozitif olarak eklenmesine' karar verilmiştir. Bu karar; Malatya kayısısı için tarihi bir karardır, Malatya kayısısı için yeni bir ekonomik gelir kapısını açılması, ekonomik anlamda kayısının bir adım daha öne çıkması demektir. Çünkü kayısı çekirdeği artık gıda endüstrisinde ve ilaç sanayisinde yasal olarak kullanılabilecektir. Malatya Turgut Özal Üniversitesi olarak bu sonucun başarılmasına katkı sunduk. Konuyu yakından ve milli bir ürün hassasiyetiyle takip eden Tarım ve Orman Bakanımız Sayın Dr. Bekir Pakdemirli’ye, katkısı ve desteği olan herkese teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
Rektör Prof. Dr. Karabulut, kayısı çekirdeğinin bitki listesine pozitif olarak eklenmesinin ardından Malatya Turgut Özal Üniversitesi Kayısı ve Kayısı Ürünleri Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi bünyesinde Ocak 2020’de kurulan Kayısı Çekirdeği Prebiyotik Kayısı Ekstresi Üretim Tesisinin de artık seri üretime geçeceğini de açıkladı. Karabulut, “Tarım ve Orman Bakanlığının kararı kapsamındaki ürünü şuanda üretiyoruz. Patenti ve tüm süreçleri kendi şahsıma da ait olan Malatya Turgut Özal Üniversitesinde bizzat ürünü olarak öğrencilerimize de katkı sunacak şekilde artık seri üretime geçecek şekilde devam etmekte. Kamuoyuna, tüm topluma ve Malatyalılara İnşallah şifa olur, hayırlı olur. Kayısı adlı ürünümüzün Malatya gibi bir şehirden, kendi ismini taşıyan üniversitesinden, Malatya Turgut Özal Üniversitesinden çıkıyor olması da Malatya için de, üniversitemiz için de bir artı puandır” dedi.
Kayısı çekirdeğinden kahve de ürettiklerini, kayısı çekirdeği tozunun salatalara ve çorbalara da katılarak tüketilebileceğini belirten Rektör Prof. Dr. Karabulut şu şekilde konuştu:
“Kayısı çekirdeği ile ilgili yapılan çalışmaların neticesi, içerisinde bulunan antioksidanlar ve kansere karşı önleyici etkileri vesilesiyle çok ciddi önleyici faydaları görünüyordu. Bizde bunu bilimsel çalışmalarla kanıtladık. Ondan sonraki süreçte de kendi milli ve yerli ürünümüzü oluşturacak şekilde çalışma yürüttük. Hem kansere karşı koruyucu olması hem de diğer taraftan Covid-19 sürecinde enfeksiyon oranına bir nevi inlüm sistemini arttırıcı bağışıklık sistemini güçlendirici etkileri olması nedeniyle kayısı çekirdeği gerçekten güvenilir gıdalar arasında bulunmaktadır. Hem ekstrede edip, hemde mikroen kapsüle dediğimiz özel dozlanmasını yaptık. İnşallah bundan sonraki süreç içerisinde tüm isteyen kamuoyunu da sağlık anlamında da güçlü olmak isteyen herkes için, gerek Covid-19 sürecinde, gerek kanser gibi birçok hastalıkların önlenmesinde ve sürecin yürütülmesinde faydası olacağına inanıyorum. Ürettiğimiz üründe de içerisindeki maddeleri analiz edip, içerisinde herhangi bir siyanür gibi, zehir gibi maddelerin bulunmaması da pozitif durumu söz konusu ve ağrı kesici etkisi ve stresi önleme söz konusu. Yaptığımız bilimsel çalışmalar kaynak olarak gösteriliyor ve kullanılıyor.”