Turkcell Global Bilgi, şirketlere sunduğu yenilikçi ürün ve hizmetlerle birlikte çalışanlarına
verdiği eğitimler sayesinde iş süreçlerinin dijitalleşmesini hızlandırıyor. Dijitalleşmeyle
entegre biçimde yürütülen iş süreçleri şirketlere zaman, maliyet ve verimlilik açısından
katkı sunuyor. Bu kapsamda Turkcell Global Bilgi, rutin işleri ‘insansız’ bir şekilde yapan ve
‘dijital çalışan’ olarak adlandırılan Robotik Süreç Otomasyonu (RPA) teknolojisiyle ayda 7
bin 40 saat tasarruf sağlıyor. Verimliliği artıran RPA teknolojisi, hata oranlarını da sıfıra
düşürüyor.
Şirket olarak dijitalleşmenin bir kültür ve yolculuk olduğuna inanan Turkcell Global Bilgi,
gerçekleştirdiği uygulamalarda verimlilik ve tasarruf özelinde çarpıcı sonuçlar elde ediyor. Turkcell
Global Bilgi; Robotik Süreç Otomasyonu (RPA) teknolojisi ile şirketlere tasarruf avantajı sağlayıp,
zaman ve kaynak tüketen rutin işlerin sorumluluğunu üstlenerek şirketlere bu işleri ‘insansız’ bir
şekilde gerçekleştirme imkanı sunuyor. RPA teknolojisi, verimliliği artırırken hata oranlarını da sıfıra
düşürüyor, ayrıca zamandan da tasarruf sağlayarak ‘dijital çalışan’ olarak şirketlere 7/24 katkı
sunuyor.
Çağatay Aynur: “Robotlar insanların elinden mesleklerini değil iş yüklerini alıyor”
Kurumlara sundukları çözümler sayesinde sektörlerde dijitalleşmeyi hızlandırdıklarını belirten
Turkcell Global Bilgi Genel Müdürü Çağatay Aynur, “Pandemiyle birlikte şirketler dijitalleşmeye hızla
entegre oldu. Robotlar da bu sürecin bir parçası haline geldi. Ancak, ne yazık ki bir veya birkaç robota
sahip olunarak dijital dönüşüm gerçekleşmiyor. Turkcell Global Bilgi olarak dijitalleşmeyi bir kültür
olarak benimsiyor ve çalışanlarımıza verdiğimiz robotik süreç otomasyonu ve veri okuryazarlığı
eğitimlerini de bu kültürü yaymak amacıyla ayrıca önemsiyoruz. Herkesin bildiği gibi pandeminin bir
sonucu olarak iş süreçlerindeki maliyetler de arttı. Bu noktada robotlar, insanların elinden
mesleklerini değil rutin olan, zaman alan, maliyet gerektiren ve süreci yavaşlatan işlerini alıyor.
Böylelikle süreç daha verimli hale geliyor. Bu süreçte gördük ki oluşturmaya çalıştığımız dijitalleşme
kültürü, yalnızca belirli şirketlerin sektörlerin değil herkesin sorumluluğunda olmalı. Örnek verecek
olursak, kendi imkanlarımızla geliştirdiğimiz EX-Marathon modelimizin kurgusunda; seminer,
Ideathon ve Marathonlar ile belirli bir dijitalleşme inisiyatifinin kurumda hem birey hem de bölümler
özelinde benimsenmesini sağlıyoruz. İlgili değişime farklı yetenekteki çalışanların farklı şekillerde
katkısı olabileceğini göstererek dijitalleşmenin kurum olarak benimsenmesini amaçlıyoruz” dedi.
7 bin saatten fazla tasarruf sağlanıyor
Kurumların dijital dönüşüm süreçlerine öncülük ettiklerini belirten Çağatay Aynur, “Dijitalleşme ile
rekabet şartları da tamamen değişti. Günümüzde geleneksel yöntemler ile rekabet etme şansı
kalmadı. Daha verimli iş süreçleri tasarlayabilmek ve üreten bir ülke olabilmek için dijital dönüşüme
WKDGp7co52bf4bwG3nwdT16/f5IgOffRsQ0bzlZrq+/m+c3xYQTPsY1fk19x/Z9Pdc7/uvRQqkaO
dw/02rillzNE7709I7ZnrzwQZ2ShrRr1sxIOHCAIS46fkZy/0roOdP2fljf4owlWCKVOgHIF/KBacj40Z
hYKXX2aQ84OAiFkQamlnkFRIm2t6h6MHRYGlve2HS27BH0jzwjNuRTYo4SoUsuovFVb
ayak uydurmak zorundayız. Sadece Nisan ayında müşteri hizmetleri operasyonlarımızda 95 robot ile 7
bin saatin üzerinde tasarruf sağlamış olmamız da öncülüğümüzün bir göstergesi” dedi.
‘Dijital çalışan’ için sektör fark etmiyor
Çağatay Aynur, konuyla ilgili sözlerini şöyle sonlandırdı: “Robotlarımız sadece müşteri
hizmetlerimizde görev yapmıyor, şirket içerisinde insan kaynaklarından finans birimine kadar birçok
departmanımızda aktif olarak kullanılıyor. Yurt dışında ve yurt içinde birçok müşterimizin farklı
departmanlarında kullanılan toplam 667 robotumuz, 2 bin 77 adet iş sürecinde gerek şirketimiz
içerisinde gerekse müşterilerimizin kendi bünyesinde görev alıyor.”