Malatya’da 5 şehit ailesi ile 1 gaziye Devlet Övünç Madalyası verildi. Törene katılan şehit yakınları gözyaşlarını tutamadılar.
Devlet Övünç Madalyası töreni Malatya Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapıldı. Törene Vali Vasip Şahin, 2.Ordu Komutanı Orgeneral Galip Mendi, AK Parti Malatya Milletvekili Öznur Çalık, 7.Ana Jet Üs Komutanlığı ve Garnizon Komutan Vekili Tuğgeneral Atilla Darendeli, 2.Ordu Harekat Kurmay Yarbaşkanı Tuğeneral Metin Alpcan, Belediye Başkan Vekili Ertan Mumcu, Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Alper, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik, Bölge İdare Mahkemesi Başkanı
Yıldırım Kılıçkıran, İl Jandarma Komutanı Jandarma Komutanı Kurmay Albay Hasan Aksoy, İl Emniyet Müdürü Nuri uluayak ile çok sayıda kumu kurum ve kuruluşu temsilcisi, siyasi partilerin temsilcisi, şehit aileleri, gaziler, vatandaşlar ve öğrenciler katıldılar.
Tören de Hakkari’nin Şemdinli ilçesinde 10 Eylül 2012 tarihinde Şehit olan Uzman Çavuş Güner Erdem, 22 Haziran 2012 tarihinde Doğu Akdeniz’de uluslar arası hava sahasında Suriye’nin vurduğu RF-4 uçağının düşmesi sonucu şehit olan Yüzbaşı Gökhan Ertan, 21 Nisan 2012 tarihinde Şırnak’ın Uludere ilçesinde şehit olan Uzman Çavuş Kemal Aktay, 5 Ağustos 2012 tarihinde Hakkari’de şehit olan Uzman Çavuş Ahmet Kurak, 23 Mayıs 2012 tarihinde Şırnak’ta yaralanması sonucunda şehit düşen Uzman Çavuş Burak Ulukaya’nın ailelerine Devlet Övünç Madalyası verilirken, 25 Mayıs 2012 tarihinde Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesinde girilen çatışmada yaralanan Gazi Baş Polis Turgut Koç’a ise madalyası verildi.
Törende bazı şehit yakınlarını gözyaşlarını tutamazken, salonda hazır bekleyen 112 acil servis görevlileri fenalık ve baygınlık geçiren şehit yakınlarına müdahale ettiler. AK Parti Malatya Milletvekili Öznur Çalık ile salonda bulunan çok sayıda kişi gözyaşlarını tutamadılar. Devlet Övünç Madalyası ve Beratlarını şehit yakını ve gaziye vali Vasip Şahin ile 2. Ordu Komutanı Orgeneral Galip Mendi verdi.
Tören de Şehit Uzman Çavuş Güner Erdem’in madalyası minik oğlu Caner Erdem’e verildi. Sahneye annesini kucağında çıkartılan minik Caner’in ağlaması karşısında madalyanın boynuna takılması esnasında Vali Vasip Şahin ve 2. Ordu Komutanı Orgeneral Galip Mendi oldukça zor anlar yaşadı.
Suriye’nin düşürdüğü savaş uçağında şehit düşen Yüzbaşı Gökhan Ertan’ın madalyası ise babası Ali Ertan’a verilirken, Şehit Uzman Çavuş Kemal Aktay’ın babası Yaşar Aktay ise gözyaşlı ile sahneye çıkarak madalyayı aldı. Şehit Uzman Çavuş Ahmet Kurak’ın madalyası babası Mustafa Kurak’a verildi. Şehit Uzman Çavuş Burak Ulukaya’nın madalyası ise babası Halil Ulukaya ile oğluna verildi.
Törende 25 Haziran 2012 tarihinde Kayser’inin Pınarbaşı ilçesinde terör örgütü mensupları ile girişen çatışmada yaralı teröristin attığı el bombası sonucunda yaralanan Gazi Baş Polis Turgut Koç ise sahneye küçük kızı ile çıkarak Devlet Övünç Madalyası ve beratını aldı.
Şehit yakını ve gazi baş polis sahnede iken, salonda bulunanlar toplu halde ayağı kalkarak alkış çaldılar.
Törende konuşan Vali Vasip Şahin, “Şehitlere bir taraftan rahmet dilerken, onların kahramanlıklarını kelimelerle ifade etmekten aciz kalırken, bir taraftan da kendimize dönüp, ‘Biz ne yapıyoruz, biz ne yapmalıyız’ diye muhasebe etmemiz gerekir diye düşünüyorum. Onlar en değerli varlıklarını, canlarını bu memleket için gözlerini kırpmadan verdiler. Bu milletin mayasında var; bugün milletin başı derde girse yine bu zaman zaman ümit keser gibi olduğumuz bu millet o kahramanlığını gösterecek feragate ve fedakarlığa sahip. En büyük güvencemizde zaten bu. Ama gerektiğinde ölmek son görevimiz. En önemli görevimiz. Ama yaşarken de bu topraklar için canını verip, bize bu toprakları vatan yapan şehitlerimizin hatıralarına ve onların bize bırakmış olduğu emanetlere sahip çıkma noktasında bizimde çok çalışmamız, bir birimizle olan dayanışmamızı, kardeşliğimizi, milli birlik ve beraberliğimizi sürekli pekiştirmek ve sürekli onu muhafaza etmek noktasında çok önemli görevler düşüyor. Zaman zaman dünyanın çeşitli gayelerine, zaman zaman çeşitli akımlara zaman zaman çeşitli bir takım farklılaşmış düşüncelere kapılıyoruz ve bir birimize maalesef zarar verecek bir takım davranışlarda bulunabiliyoruz. Eğer biz bir birimizle bağlanırsak, komşumuzla, bir arada olursak mahallelimize, şehirlimizle bir arada olursak, bu millet, bu memleket istikbale çok daha emin adımlarla yürüyecektir. Bunu şimdiye kadar zor zamanlarda gösterdim, sadece savaşlarda değil, afetlerde de gösterdik. Bu millet halen kendinden umut kesilecek bir millet değil. Dolayısıyla biz zaman zaman ortaya çıkan, yükselen bir takım beşeri zaaflarımızı olabildiğince kısa sürede izale etmek ve kendimize gelmek, istikbale yürüyüşümüzde üzerimize düşen görevin bilincinde olmak durumundayız. Bu millet sadece Anadolu’dan değil, kendisinden umut bekleyen, imdat bekleyen Orta Asya’nın Ortadoğu’nun Afrika’nın, hatta bugün artık bir takım hastalık ve çöküntülerle karşı karşıya gelen Avrupa’nın da ümidiyiz. Dolayısıyla bu millet, bu milletin evlatları omuzlarındaki bu ağır yükün farkında ve bilincinde olarak hem birliğini, hem de beraberliğini muhafaza etmeli, hemde her türlü kalkınmanın, sadece ekonomik değil, sadece sanayi alanında kalkınmayı kast etmiyorum, kültürel, sosyal, sanatsal her alanda kalkınarak şehitlerimize görevimizi yapmak durumundayız, gazilerimizin fedakarlıklarına karılık vermek durumundayız” şeklinde konuştu.