6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli 2 büyük depremin anısına üniversitemiz bünyesinde anma
etkinlikleri gerçekleştirildi.
Etkinlik kapsamında saat, 11:30’da 6 Şubat depremlerinde hayatını kaybeden personel ve öğrenciler
için hatıra ormanı alanında fidan dikimi yapıldı. Saat 13:10’da deprem anlarının fotoğraflarının yer
aldığı sergi açılışı yapıldı. Battalgazi Konferans Salonu’nda 13:24’teki program; Müftü Yardımcısı
Hasan Nacar hocamızın Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Depremde hayatını kaybeden personel ve
öğrencilerimizin fotoğraflarının yer aldığı sinevizyon ve yine 6 Şubat deprem anlarından oluşan
sinevizyon sunumu yapıldı.
Sinevizyon sunumundan sonra rektörümüz Prof. Dr. Recep Bentli kısa bir konuşma gerçekleştirdi.
Rektör Prof. Dr. Recep Bentli: “Bildiğiniz gibi 6 Şubat 2023 tarihinde asrın felaketi olarak adlandırılan
Kahramanmaraş'ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde yaklaşık 9 saat arayla 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde iki
büyük deprem meydana geldi. Birbirinden bağımsız meydana gelen iki deprem geniş bir alanda
hissedildi, deprem merkezde ve çevre illerde büyük yıkıma sebep oldu. 11 ilde hissedilen bu
depremlerde birçok vatandaşımızı kaybettik. Yüreğimizde derin yaralar açan bugünü, kaybettiğimiz
canlarımızı asla unutmayacağız. Üzüntümüzü paylaşmak, onların hatıralarını yaşatmak adına bugün
burada bir aradayız.
Bu felakette hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Yüce Allah'tan rahmet, ailelerine büyük sabırlar
diliyor ve bizlere bir daha böyle acılar yaşatmamasını niyaz ediyorum.” dedi.
Rektör Bentli: “Bu felaket, Malatya Turgut Özal Üniversitesi ailesini de derinden etkilemiştir. Çok
değerli çalışma arkadaşlarımız; Dr. Nusret Ayaz’ı, Araştırma Görevlisi Saadet Merve İlçin’i ve idari
personelimiz Aynur Sevim'i, öğrencilerimiz Beyza Nur Aydın, Tülin Kaymaz, Mert Eren Yıldırım,
Muhammed Sadık Ergün, Emine Karaömer, Nurullah Konyalı, Elif Kevser Akça ve Fırat Sarıaslan’ı
kaybetmenin üzüntüsünü hâlâ yüreğimizde yaşıyoruz.
Malatya'da her üç binadan birinin ya yıkıldığı ya da ağır hasar gördüğü bu zorlu süreçte genç bir
üniversite olmamız ve binalarımızın yeni olması nedeniyle MTÜ olarak daha az etkilendik. Ağır hasarlı
olan Sanat Tasarım ve Mimarlık ile Mühendislik Fakültesi binamızın yıkımı yapıldı. Hafif hasarlı olan
binalarımızın da tadilatları bitti. Tabi depremden en fazla etkilenen ilçe olan Doğanşehir’deki Vahap
Küçük MYO’muz daha fazla etkilendiği için tadilat işlemleri devam ediyor. Bu okulumuzu yaptıran
ailenin yine tüm tadilatı üstlenmesi nedeniyle sizlerin huzurunda kendilerine teşekkür ediyorum.”
şeklinde devam etti.
Deprem sonrası üniversite olarak yapılanlardan bahseden Bentli: “Depremlerden sonra yaklaşık 450-
500 depremzedenin üniversitemiz Öğrenci Yaşam Merkezi ve dersliklerimizde barınmalarını sağladık,
günlük 600-700 kişilik 3 öğün yemek hizmeti sunduk. Yemeğin bir kısmını kampüs dışındaki
depremzedelere de ulaştırdık.” dedi.
Bentli: “Bu büyük depremde vefat eden öğrencilerimizin, hocalarımızın ve idari personelimizin anısını
yaşatmak için Battalgazi ve Yeşilyurt kampüsümüzde seçilen laboratuvarlara isimlerini verdik.
Üniversite olarak depremin etkilerini ortadan kaldırmak adına her türlü çabayı gösteriyoruz. Acımız
büyük, ancak birlik ve beraberlik içinde olduğumuzu görünce bu zor zamanları aşacağımıza olan
inancımız daha da büyüyor. Akademisyenlerimiz, idari personelimiz ve öğrencilerimizin katkıları ile
daha güçlü yarınlar için adım atmaya devam edeceğiz. ”dedi
Bentli konuşmasını “Bugün, depremin Malatya’da yaşanan boyutları ve sonuçları ile şehrimizin
jeolojik yapısı hakkında önemli bilgiler sunacak olan İnönü Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Maden
Mühendisliği Bölümü Anabilim Dalı eski Başkanı, Genel Jeoloji ve Yer Bilimleri Uzmanı emekli öğretim
üyesi Prof. Dr. Mehmet Önal'ı aramızda ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum.
Malatya çevresinin jeolojisi ile ilgili yaptığı çalışmalarla tanınan hocamız proje sorumlusu ve
araştırmacı olarak toplam 22 projeye imza atmış ve 103 bilimsel faaliyet ile alana önemli katkılar
sağlamıştır. Sayın Prof. Dr. Mehmet Önal, Malatya’da yaşanan ve yaşanabilecek depremlerin
nedenleri, etkileri ve alınması gereken önlemler hakkında bizlere ışık tutacak değerli bilgileri
paylaşacaktır. Kendilerine şimdiden teşekkür ediyorum. Hepinize katılımlarınız için teşekkür ediyor
saygılar sunuyorum.” diyerek sonlandırdı.
Programda daha sonra Prof. Dr. Mehmet Önal “Malatya Dolayının Depremselliği” temalı sunumunu
yaptı. Prof. Dr. Mehmet Önal konuşmasında şunları söyledi. “Böyle bir sunumu yapmak benim için de
çok zor, ben de bu depremi yaşadım. 42 yıl jeoloji dersini anlattım. Bu alanda uzman olduğum için
her zaman depremi öğrencilerime anlatmaya çalıştım. Ama depremi yaşamak lazımmış.
Değerli dinleyenler, sunumumun hepsi bilimsel verilere dayanmaktadır. Kendim ve arkadaşlarımla
yaptığımız bilimsel çalışmalarla depremi anlatacağım. Yorumsal tek bir cümlem olmayacak.
Dünyamızda pek çok büyüklü küçüklü levhalar var. Bireysel hareket ederler, yani her bir levha
özgürce hareket eder. Kısaca bu levhalar büyüklü küçüklü. Örneğin pasifik levhası, kuzey, güney
Amerika, Afrika levhası, Arabistan levhası ve bizim ülkemizin bulunduğu Avrasya levhası gibi çok
sayıda levha var. Bu levhalar üç tür hareket ediyor, burası çok önemli niye memleketimizde
depremler oluyor, buradan oraya bağlayacağım. Levhalar karşı karşıya gelip çarpışıyor, hafif olan
düşüyor yoğun olanlar üstte kalıyor. Ülkemizin güneydoğu Anadolu bölgesi Arap levhasına ait, diğer
kısımlar ise Avrasya levhasının içinde yer alıyor. Bu levhalar her yıl birbirine doğru hareket ediyor.
Ülkemizin bazı bölgelerinde petrol aramak istiyoruz, Amerika müsaade etmiyor. Çünkü burası Afrika
kıtasına ait bu kıta çok petrol çıkan bir kıta, Kıbrıs’ın güneyinde çok büyük petrol rezervleri var.”
Üç boyutlu görsellerle sunumuna devam eden Önal: “Doğu Anadolu fayının hareket yönlerine
baktığımızda burada her yıl 2-3 santim enerji birikiyor. Arap levhası kuzeye yüklendiği zaman deprem
devam edecek. Biri doğuya biri batıya hareket edince kuzey Anadolu fayımızda enerji birikiyor ve
deprem süreci, iç Anadolu levhaları batıya gittikçe de buralarda çok sayıda faylar oluşuyor. Öyleyse
ülkemizdeki depremin ana kaynağı Arap ve Afrika levhalarının kuzeye doğru itilmesidir. Bu veriler
uluslararası verilerdir.”
Amerika’da 2004 yılında bir makale yayınladığını, Sivas’ın Gürün ilçesinde bir TÜBİTAK projesi
yaptığını ve birçok projede çalıştığını belirten Önal, Malatya fayının Doğanşehir’den Malatya’nın
kuzey sınırlarına kadar hepsini çalıştığını ifade etti.
Malatya çevresinin depremselliğinde Çöşnük fayının önemli bir fay hattı oluşturduğunu belirten Önal:
“Çanakkale'de tektonik çalışma sempozyumunda Malatya'nın depremselliğini sunduk. Doğu Anadolu
fayında büyük bir deprem olursa Çöşnük fayını tetikler. Çöşnük fayı da harekete geçerse çok sayıda
yapılaşmanın altından geçen Çöşnük fayı çok büyük zarar verir. Bakın o günleri tam o zaman
tanımladım. Ne zaman söylüyoruz bunu 2009 yılında. Meslektaşlarımla birlikte Malatyamızın kuzeyini
çalıştık yine Amerika'da uluslararası bir dergide yayınladık sonra doktora öğrencimle birlikte sizin bu
kampüsünüzün zemin etüdünü çalıştık, sıvılaşma saptadık. Uluslararası bir dergide yayınladık sonra
Fransa yeraltı suyu konusunda doktora yapan bir meslektaşımı buraya getirdim. Malatya'nın zemini
çok kötü, çok bol su içeriyor, gelin birlikte çalışalım. Birlikte çalıştık bir yayın yaptık. Malatya'nın
merkezinde bol su olmasının nedeni Beydağlarından doğu batı yönlü uzanan faylar yağmur sularını
taşır. Malatya'nın merkezini besliyor arkadaşlar üzülerek bir şey söylemek istiyorum. Bir Belediye
Başkanı Kernek Parkı'nda 40 litre saniye olan bir fay kaynağını betonla kapattı kapatınca Fuzuli
Caddesi'nde Malatya merkezinde bütün binaların zeminine su bastı başka bir Belediye Başkanı onu
kırdı tekrar çıkardı. Şehirler arası alt geçitler yapıldı, bitişik nizam fore kazıklar çakıldı, önüne beton
perdeler yapıldı. Hidrojeolojik yani yeraltı suyu çalışması haritası yaptım yani Malatya'nın yeraltı suyu
güneyden kuzeye doğru akıyor ve biz önünü kestik, önünü kesince su şişti, şimdi Bakırcılar Çarşısı’nın
temeli kazıldı, su şişti. Bir bilene neden sorulmadı. Bakın o tür suları Afyon civarında bataklık kurutma
projesinde de çalıştım, yardımcı araştırmacı olarak. Sondaj yaparsınız yeraltı gözenekli geçirimli
formasyon bulunca suyu oraya aktarırsınız gider. Afyon'unki öyle bir projeydi. 4-5 metre kanalla da
suyu akıtırsınız. Uzun dönemde 10-15 yıl sonra su, her şeyi çürütür; fore kazık da kâr etmez. Güneyde
Doğu Anadolu fayımız ve Güney Doğu Anadolu ters fayımız bulunuyor. Ben fayları çizen yer altı
yapısını ortaya çıkaran bir uzmanım, uzmanı olmadığım yerlerde uzmanı getirerek beraber çalıştım. “
dedi.
Önal, “Pütürge’de kayaç toplulukları vardır aşırı kırılmış kayaç grubu enerji biriktirmiyor. Doğu
Anadolu fayımız 6 segmentten oluşuyor. Elazığ depreminde kırılan 85 km uzunluğundaki segment
2020 yılında 6,8 büyüklüğünde bir deprem verdi. Çelikhan- Gölbaşı ve alttaki 3 segment kırılınca 7,7
büyüklüğünde 6 Şubat depremleri olmuştur. Öncü depremler bize ön bilgi verir. Depremi bilmemize
yarayan tek veri öncü depremlerin tek yerde birikmesidir. Biz depremden korunmak istiyorsak
mutlaka sağlam evler yapmak zorundayız ve bilim insanlarını dinlemek zorundayız. 6 Şubat’ta bu
felaketi yaşadıysak gelecekte mutlaka bir daha yaşayacağız.” dedi.
Yeşilyurt fayı doğuya doğru giden bir faydır. Zaman zaman 5- 5,5 büyüklüğünde depremler üreten bir
faydır. Yeşilyurt fayı kırılmış ve enerjisini boşaltmıştır. Çöşnük fayı Doğanşehir’den başlıyor, Malatya
merkezden Kale’ye kadar uzanmaktadır. Malatya merkezden Kale’ye doğru uzanan 40 kilometrelik
kısım kırılmadı. Ve bu fay depremler üretebilir. Malatya- Ovacık fayı ölü bir faydır, yakın gelecekte
büyük bir deprem üretmesi çok zordur. Basında 7,4 büyüklüğünde depremler üretebilir şeklinde
demeçler vardır. Bunlar gerçeği yansıtmamaktadır. Malatya’da deprem öncesi neler yapılmalı, çürük
binalar yıkılmalı, zemini çürük yerlere bina yapmadan zemini sağlamlaştırılmalıdır. İnsanlarımıza
depreme hazırlık nasıl olur anlatılmalıdır, Japonya’da bunlar ilkokullarda öğretiliyor. Orta hasarlı
binaların güçlendirilmesi gelecekte vatandaşlarımızı tekrar sıkıntıya sokabilir. Zemini sağlam olmayan
binaların güçlendirilmesi pek bir şey ifade etmemektedir.” dedi.
Etkinlik rektör Prof. Dr. Recep Bentli’nin Prof. Dr. Mehmet Önal’a hediye takdimi ile son buldu.
Haberle İlgili Diğer Fotoğraflar