ÖN GÖRÜLEN SİYASETÇİ
- Telegram
Bir insan hayatının kararlarını ya okuduklarına, ya gözlemlerine, ya duyduklarına, ya düşündüklerine, yada bütün bunlarla beraber aklına dayanarak verir.
Bu bağlamda Merhum Turgut Özal çok zengin bir altyapıya sahipti ve bu sebeple hep öngörülen siyasetçilerden biri idi.
Doğaldı; İnsaniyet kimliği ile öne geçmiş kendini aslından uzaklaştırmamıştır. Hangi vasfı ile olursa olsun insanlara tepeden bakmamış, bir Türk evladı olduğunu unutmamıştır.
Usul ve Erkan bilen bir siyasetçi olan Merhum Turgut Özal siyaset yaparken diğer muhalif siyasetçilere karşı seviyeli olmuştur. Amacı, siyaset yaparken insanların tabiatına uygun, insanlara uzun vadede mutluluk, refah, güven ve huzur vermekti.
İnsanların hayatını daha kolay, daha refah ve daha değerli kılmaktı amacı.
Nitekim günümüzde,onun hayata sunduğu projelerden hala istifade etmemiz, hala onun eserlerinden faydalanmamız bunu kanıtlamaya yetiyor.
Merhum Turgut ÖZAL Milletine “ Bize laf değil icraat lazım” dedirtmeyen siyasetçilerden olma ünsiyetine sahipti.
İnsanların maslahatlarına odaklı siyaset yapan, şan, şöhret, mevki ve makam havasına kapılmayan sayılı siyasetçilerden biri idi.
O milletinin öngörülerini ve önyargılarını siyaset terazisi ile tartarak çözümler üretebiliyordu.
Türk milletini, tarihi ile, kültürü ile, Akli ve nakli bilgileri ile değerlendirebiliyordu. Milletini tanıyordu. Milletinin değer yargılarını önemsiyordu.
Özal bazı engellere takılmadan insanları refahını bozucu faktörlere mahal vermeyen, Adaleti elden bırakmayan, bir siyaset adamıydı. O Türk Devletinin bağımsızlığını hissettiren, Bir fiil dışa bağımlılığı zorunlu hale getirmeyen, Devlet ekonomisini dengede tutmayı başarabilen biri idi.
Türk milletinin kaçınılmaz bazı gerçeklere karşı tedbir alabilmesi gerektiğini fark eden, Türk milletinin her zaman güçlü olabilmesi için her zaman fedakar davranmasının gerektiğinin bilen biri idi.
Çünkü o canına kast edildiği halde hep doğru bildiklerinin ardından gitmişti. Şahsi çıkar sağlamak değildi amacı.
M. Turgut Özal ufku geniş bir insandı. Siyaset hayatında doğuşuyla, batısıyla, güneyiyle, kuzeyiyle bütün dünya ülkelerini birbirinden ayırt etmez, fırsat buldukça o ülkelere seyahat eder hoşgörülü davranır. Yeri gelirse uzlaşırdı. Bu itibarla kendisini ülkesinde sevdirdiği gibi diğer ülkelerde de sevdirir ve saydırırdı. O “ Ne oldum demeyip ne olacağını” tefekkür edebilen bir siyaset anlayışına sahipti.
Özal emeğin kıymetini bilen, atalarının türlü zahmet ve eziyetlere katlanarak Türk Devletini kurduğunu ve her Türkün bu emeğe saygı duymasının bir borç olduğunu gösteriyordu.
O milletini sadece belli zaman dilimlerinde hatırlayan siyasetçilerden değildi. O her zaman milletinin yanında olduğunu his ettiren, milletinin üzüntüsünü ve sevincini beraber yaşayan, Milletinin ölüsünden de dirisinden de ibret alabilen bir siyasetçi idi.
Hülasa Özal Türk milletinin güvene ihtiyacı olduğunu, zaman kaybını sevmediğini biliyordu.
Türk milletinin teknolojinin kolaylıklarından yararlanmak istediklerini, hayatın kolay idame edilmesinin istediklerini, başarılı bir millet olmak istediklerini biliyordu. Türk milletinin yardımlaşmayı, dayanışmayı ve dünyaya açılmayı istediklerini de biliyordu.
M. Turgut Özal’ın istediği de bu idi.
Evet Özal Türk milletinin evsiz, aşsız, susuz, yolsuz, yurtsuz, işsiz, sevgisiz, saygısız, duygusuz, duyarsız, amaçsız bir millet olmasını istemiyordu. Onun siyaset anlayışı “ Halka hizmet Hakka hizmet”di. Bütün bu hassasiyetlerinden dolayıdır ki halkı onu öngörülen bir siyasetçi seçmişti.