Murat  Bardakçı

İşte, Genç Osman'ın Yedikule Zindanları'nda öldürüldüğü yer.

Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit
A- A+ Paylaş
     

Dün, tarih, sanat ve kültür erbâbı bazı dostlarla beraber uzun bir “Suriçi İstanbulu” turu yaptık ve ardından da Fatih Belediye Başkanı Ergün Turan’ın daveti üzerine Yedikule’deki hisarlarda gayet keyifli birkaç saat geçirdik...

Fatih Belediyesi’ne tahsis edilen Yedikule’de devam eden restorasyonlar hakkında gazetelerde geçtiğimiz günlerde bir hayli haber çıktığı için çalışmaların ayrıntısına girmeyeceğim. Sadece, bir ara konserler verilen, sonra maalesef mezbeleye dönen ve nihayet her çeşit muzır madde müptelâları ile keşlerin meskeni hâlini alan tarihî hisarın şimdi mükemmel bir vaziyete getirildiğini ve kuleler ile surların çevrelediği 15 dönümlük arazinin yakında ciddî bir kültür mekânı olacağını söylemekle yetineceğim...

Avrupa başkentlerinin bazılarında, meselâ Londra’da “Tower”, yani “Kule”; yahut Paris’te Fransız İhtilâli’nin ardından yerle bir edilen “Bastille” gibi Yedikule’yi andıran mekânlar vardır ve bu mekânların ortak özellikleri geçmişin iyi ve güzel değil, aksine fena ve kanlı olaylarını hatırlatmalarıdır.

Yedikule de böyle bir yerdir, imparatorluk tarihimizin önemli bir mekânıdır ama şöhretinin ardında tarihî öneminden ziyade burada yaşanmış kanlı hadiseler mevcuttur ve bu hadiselerin en meşhuru, “Genç Osman” olarak bilinen İkinci Osman’ın 20 Mayıs 1622’de bir hükümdara karşı asla yapılmaması gereken hakaretlere uğradıktan sonra kulelerden birinde katledilmesidir!

Genç Osman’ın Yedikule’nin hangi kulesinde katledildiği tam olarak bilinmiyor, bu hususta sadece tahminler yürütülüyor ve en güçlü tahmin de, hükümdarın “Kanlı Kule” denen yerde katledilmiş olduğu...

Öldürülmesinden bir gün önce, 19 Mayıs 1622’de yaşanan darbe neticesinde tahtından indirilen Genç Osman’ın başına gelenler, sonuçları itibariyle Osmanlı tarihinin en feci darbelerinden biridir.

Şimdi, hükümdarın tahtından indirilip yerine aklından zoru olan Mustafa’nın çıkartılmasından sonra yaşananları Prof. Dr. Erhan Afyoncu’nun “Sorularla Osmanlı İmparatorluğu” isimli eserinden kısaltarak nakledeyim:

HAYALARINI SIKIP KEMENDLE BOĞDULAR!

“...Sarayda tek başına ve çaresiz bir durumda kalan padişah Üsküdar’a geçerek Bursa’ya gitmek istedi. Maiyetindekiler ise yeniçerilere sığınmasını tavsiye ettiler. Padişah, isyana sipahiler ile ulemanın da katıldığını ileri sürerek teklifi kabul etmediyse de söyleneni yapmaktan başka çare bulamayınca yatsı namazından sonra yeniçerilere gitti.

...Askerler ertesi gün yolda rastladıkları perişan kılıklı bir adamı atından indirip padişahı o ata bindirdiler. Devrik hükümdarın sırtında eski bir beyaz elbise, başında yıpranmış kadife bir kavuk vardı. Kavuğun üzerine kirlice bir sarık sarılmıştı. Sarığı da bir sipahi vermişti. Padişahın atının etrafına biriken âsîler el kol hareketleri yapıp yakası açılmadık küfürler ediyorlardı. Genç Osman susayıp su istedi, esnaftan biri eski bir testiyle su getirdi ama padişaha vermeyip testiyi yere attı ve parçaladı.

...Devrik padişaha yol boyunca küfür ve lâf atmalar eksik olmadı. Bazıları, “Canım Osman Çelebi! Meyhane basıp, yeniçeri ve sipahiyi taş gemisine koymak ve deryaya atmak olur mu” derken, ...Altıncıoğlu adındaki bir âsî, Sultan Osman’ın baldırlarını sıkıp küfür edince genç padişah ağlayarak “Behey edebsiz mel’un! Padişahınız değil miyim? Nedir bu ettiğiniz cefa” dedi. ...Daha sonra başındaki kirli sarığı çıkarıp gözyaşları içinde “Bilmeden size cefa ettim ise affeyleyin, siz etmeyin. Görün dünyanın halini! Dün sabah cihan padişahı idim. Şimdi çıplak kaldım. Giysi ve malımın haddi hesabı yokken şimdi on akçelik bir gömleğe bile gücüm yok. Merhamet edip halimden ibret alın. Dünya size de kalmaz. Hangi padişahın kulları padişahlarına bu ihaneti ettiler?” diye ağladı.

Devrik hükümdarın bu sözleri üzerine bir yeniçeri “Padişahım, temizdir, çıplak durmasın, sarın” deyip bir tülbent uzattı. Genç Osman önce almak istemedi ise de alıp başına sardı.

...Genç Osman’ı bir pazar arabasına koyup kalabalık bir grupla ve hakaretlerle Yedikule’ye götürdüler. Asker dağıldıktan sonra Davud Paşa, kethüdası Ömer Ağa ve cebecibaşı ile adamlarından birkaçı kulede kaldılar ve kapıları kapatıp devrik padişahı katletmek için harekete geçtiler. Genç Osman karşı koyduysa da kemend atıldı, Kilindir Uğrusu denilen âsî hayalarını sıktı ve nihayet hükümdarı öldürdüler. Kulağını ve bir rivayete göre hem kulağını hem de burnunu kesip tahta çıkartılan Sultan Mustafa’nın annesine götürdüler. Bir yeniçerinin de katledilen padişahın yüzüğünü almak için parmağını kestiği rivayet edilir...”.

Henüz 18 yaşında olan ve dört sene hüküm sürebilen Genç Osman işte böyle katledildi!

Kanlı Kule’yi döven rüzgârlarla gelen uğultunun, aslında Genç Osman’ın feryadları olduğu söylenir...

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Murat Bardakçı yazıları