Yaşar KARAASLAN

Bir Sergisi Olmayan Üniversite

Paylaş
  • Linkedin
  • Pinterest
  • Whatsapp
  • Telegram
  • Reddit
A- A+ Paylaş

Malatya Kültür Yaşam Derneğimiz ve Malatyalılar Derneği’nin ortak düzenledikleri ve ayın 15’inde açılışını yaptığımız Fotoğraflarla Malatya ve Amatör Spor konulu sergimizin açılışına -beklentilerimizin çok çok üstünde- bir katılımla gerçekleşti. Sonraki 3 gün içerisinde de Malatyalıların ve basın ile medyanın da ilgisi oldukça fazlaydı.

Beklentilerimizin çok çok üstünde ifadesini özellikle kullandım. Birey olarak inanmasam da son yıllarda insanlarımızın üstüne ölü toprağı serilmiş izlenimi bir yerlerden bilinçli olarak pompalanıyordu. 

Bu izlenimi pompalayan kesimin tek bir hedefi vardı; “Böl-parçala-yönet” 

İnsanların, günlük yaşamın olmazsa olmazlarından olan çekişmelerini ve ekonomik sıkıntılarını da kullanarak birbirlerine düşürüp egemenliklerini sürdürme hedefi. Bu yöntem bütün dünyada aynıdır.

Malatya’mıza da aynı yöntemin üzerine bir de artı “Hasüdü Malatya” etiketini ekleyerek.

Öte tarafta böylesi negatif düşüncede olanlar varsa bu tarafta da pozitif düşüncede olanlar var. Hem de ezici çoğunlukta. 

Biz bundan gocunmuyoruz. Neden derseniz “P..t  p..tluğunu, kış kışlığını” yapacak da ondan.

Sergimize gelince…  

Serginin açılışında ilk göze çarpan olgu üç kuşak Malatyalının biraraya gelmesi idi. Henüz 10’lu yılların başında olan Kültür Rehberleri (KÜRE), gençler orta yaşlılar ve yaşları 70’ini geçmiş büyüklerimiz. 

İkinci gözlemimiz ise hiç düşünmediğimiz ve akılımıza getirmediğimiz büyüklerimizin sergiyi gezerken akıttığı gözyaşları. Bu gözyaşları üç gündür devam ediyor, sanırım devam edecek gibi. 

Bu gözyaşları üzüntüden değil, sevinçten ve nedeni de Malatyalının büyüklerini geçmişlerini unutmadıklarını görmekten dolayı ve edebiyete inktikal etmiş, arkadaşlarını yeniden görerek zaman tüneline girerek mazilere dalmaları nedeni ile akıtılan gözyaşları idi. 

Bizim gibi orta yaştaki kuşakları bile gözyaşlarına boğan bu durum çocuklarımızı da etkiledi tabii. Onlarda büyüklerinin tatlı tatlı sohbetlerle akıttığı gözyaşlarının anlamını çözmeye çalışıyorlardı.

10  gün açık kalacak olan serginin ilk üç günü böylesi duygusal ve tatlı anlarla dolu dolu idi. 

Sanırım diğer günler de aynı olacak.

Sergiye talebi olmayan ve ilgi göstermeyen bir kesim vardı. O da üniversitemiz. 

Kentimizin kültürü, sanatı, sosyal yaşamı ve tarihi konularında ahkâm kesen Üniversite. maalesef sergiye hiç ilgi göstermemişti. Valilikte yapılan kültür ve sanatla ilgili bir toplantıda üyelerden biri; “Üniversitenin kentin gerçeği ile, kültürü, sanatı ve sosyal yaşam alanlarında tamamen kopuk olduğu ve hiç yer almadığı halde yerel yönetimlerin neden hala üniversiteye bağımlı kaldıklarını” dile getirmişti. 

Evet,  halkından kopuk tipik bir üniversite örneği arıyorsanız Prof.Dr. Cemil Çelik’in yönettiği halktan kopuk İnönü Üniversitesi’ne bakın yeter.

Yorum yazın

Yorum yazmalısınız
İsim yazmalısınız
Doğru bir email yazmalısınız
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmayacaktır.

Yaşar KARAASLAN yazıları